Kapılar ve Gönüller

Ardına kadar açık olanı var

Aralık kalanı

Menteşeleri gün yüzü görmeyeni var

Tıpkı gönüller gibi

Tıpkı sırlı aynalar gibi

Kapılar işte, önünde durursun

Zillerini deler, tokmaklarını döversin

Bekle ki açılsın yüzüne

Sanırsın ki kilitleri, sürgüleri sadece gün yüzünde

Ya kapının ardında kalanları?

Kimisinde önde kilitleri, zincirleri pas tutmuş

Kimisinde de ardında sürgüler kaynamış yuvasına küfünden pasından

Gönüller de öyle değil mi?

Dile vuran kilitlere takılır kalır gözlerimizin lafı sözü

Görmezden geliriz, belki de hiç göremeyiz

Gönlün içindeki asma kilitleri, yeminden sürgüleri

Kazıyıp atsak kurtulamayız sürgünlüğün esaretinden

Çok kapılar gördüm

Çok gönüller gördüm geçirdim

Dikildim bazı kapıların önüne

Gün geceye, gece sabaha, sabah seherine kavuştu

Gün günü kovaladı

Ömürden ömür çaldı

Acımadan eksiltmeye devam etti sayılı günlerimi

O kapılar açılmak şöyle dursun

Endamını bile kımıldatmadı

Kapıdır dedim canı yok, ruhu yok

Gönüldür dedim, o halden anlar

Hiç olmazsa aralığından bakar

Gelen kim, değer mi değmez mi açmaya diye

Hiç olmazsa alır karşısına derdimizi dinler dedik

Yanılmış, büyük hata etmişiz

Gönüllerin bazısı kapılardan daha zalim, kapılardan daha insafsız çıktılar

Açmayı, aralamayı bırak kapılarını

Ne menteşesini gıcırdattılar,

Ne de kilitlerini, sürgülerini yerinden kımıldattılar

Dilleri de kapı duvar

Bahçelerine açılan koca koca kuzulu kapıları da

Kalın kalın zincirlerle donalı

Kilit kilit üstüne, o koca asma kilitlerin

Çıkıp giden bunları yapmış

Bir daha hiç dönmeyecekmiş, o eşikten geçmeyecekmiş gibi

İçeride kalan sürgüler, sürgüler

Kapı önüne yığılmış masalar, sandalyeler

Kapıya asılmış unutulmaya yüz tutmuş hatıralar

Sanki bir daha o eşikten adımını atmayacak,

Sanki bir daha o kapıdan çıkmayacak gibi

Hani insanların bazıları var ya

Bazı kapılar, bazı gönüller gibi

Sanki kimselere muhtaç olmayacak

Sanki o kapıların insafına sığınmayacak

Sanki o gönüllerin önünden hiç geçmeyecek gibiler

Kibirle doğmuş, kibrin kollarında büyümüş

Sonra da kibirlerinin elinde bir oraya bir buraya savrula ölüp gidecekler

Kapılardan, gönüllerden, onların merhametinden uzak

Her şeyden, herkesten uzakta

Bir başlarına, yalnız başlarına...

Vesselam...

Aşk ola