Sistemimizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için yasal mevzuata uygun çerezler kullanılır. Balıkesir Ticaret Platformu’yu kullanarak bu çerezleri kabul etmiş olursunuz. Detaylı bilgi için çerez politası sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Yeni bir yıl, yeni bir içi boş defterin kapağını kaldırdığımız şu günlerde, yıllar yılları, yaşlar yaşları yarış atı gibi kovalarken;
Her zaman herkesi, yakınlarımızdakileri ehemmiyetle can bildiğimiz, en kıymetlileri ne kadar çok sevsek, yere göğe sığdıramasak da işte bazen gözümüzün göreceği değil hayal bile edesi gelmez hallarımız, anlarımız olur. Belki de bu keskin sirki huylarımızın akıbeti sıklıkla ve uzun soluklu olabiliyor her ne kadar toplum ve çevredekiler tarafından tasdik görmese, gönül razı gelmese de bu böyle olabiliyor.
Tabi ki çeşitli etken ve etkileri olan kronolojiler zaman içinde, vakitler eksildikçe hâsıl olması kaçınılmaz bir hal alıyor. Şöyle bir gözlerimizi yumup, bir kıssadan hisse geçmişe dönelim ve o hatıraların tozlu raf ve sayfalarında yol alalım.
Çocukluğumuzdan başlayalım; anne ve babanız, kardeş ve nine, dedeleriniz için bir duygusal doyum noktasınızdır. Eksik olan hislerin tamamlayıcısı. Zaman kendi içinde yol alıp, yaş aldıkça sizler eski cazibeniz kalmaz onların gözü nazarında. Bayramlar, aile buluşmaları vs. kendinizi hatırlatabildiğiniz ömür dilimleridir. Okul sürecinde sizin paydalarınıza namzet yeni sıfatlar belirir; öğretmenler ve okul arkadaşlarınız. Şansınız yaver giderse okul bitimine kadar ve hatta başka bir ömür yol ayrımının ilk adımlarına kadar tahammül sınırlarında gezinir durursunuz.
Sonrası askerlik süreci, iş ve evlilik derken süreç sona doğru yaklaşmaktadır.
İş hayatınız emeklilikle taçlandırır size olan duygusal, maddesel doyumu.
Evlilik; evlilik başlı başına farklı ve ayrıcalıklı durum.
Âşık olursunuz, size âşık olacak birini kader çıkarır karşınıza ve mutlu yuvanız kurulur. Güllük gülistanlık içinde, bulutların üstündeymiş gibi geçen günler derken pek tabi hüzün, stres, acı, keder, küslük dargınlıkların dar alanda kısa paslaşmaları da var hayatın cilvesi içinde. Ve dediğim gibi derken aşkınızın meyvesi çocuklar dünyaya gelir. Zaman kendi devranı içinde evirildikçe ve hayatın temaşası içinde hedeflere varılıp, misyonlar tamamlanmaya dursun. O can bildikleriniz bile ıraklaşmak ister sizden ve yük olmaya başlarsınız. İyi de yapsanız, kötü de yapsanız her eda, her tavır, her davranışınız batar olur.
Öyle bir hale varmıştır ki kızmak, küsmek şöyle dursun şamar oğlanına döner, azar işitmediğiniz an yok denecek kadar azdır.
Sizden kurtulmak için can atıyordur içleri. Bir gitse de dönmese, bir an önce geberse gitse ve bunun gibi farklı farklı kurtulma senaryoları.
Neden mi?
Çünkü onlar için miadı dolmuş takvim yaprağından ibaretsinizdir. Görevleriniz bitmiş, misyonunuz tamamlanmış aile hayatından da emekliliğiniz gelip kapıya dayanmıştır.
Oysa bilmezler ki hiç bir işe yaramıyor olsa bile yaradığınız bir halt vardır aslında ve bunu seni kaybedince anlarlar da iş geçmiş olur kendinden bile. Sizden sonra onların azarlayacağı, şamar oğlanı olacak bir artık yoktur.
Hayat; ocağı tüten bir evin dumanı gibi. Ecel gibi bir rüzgâr peydah olur ve ortalıkta ne duman kalır, ne is ne de bir nefes.
Kavga döğüş de olsa şöyle tatlı tatlı takılmacalı iyi bakalım etrafımızdakiler evelen bizzat can özlerimize. Varsın noksanları olsun, sizi kızdıracak vurdumduymazlıkları.
Yoksa
Ne toprak geri veriyor aldığı canı, ne de yürek hapsettiği hatıraları.
Velhasıl...
*
Bir kurşun, kaç para?
Bir bıçağın keskin sırtı,
Mesela,
Ne kadara satar kendini?
Bir yamacın sınır ötesi
Ederi ne kadardır mesela
Zaman, zaman
Kimi zaman, çoğu zaman
Sormadan geçemiyor kendinden insan
Ölmek mi yoksa
Kalmak mı en hayırlısı?
Canı kendinden soğutan
Şu yalandan dünya içinde
Yaşamak değil de...
Ölmek mi hayırlısı, ölmek mi?
Aşk ola
*
Yani...
VAKİT ARTIK ÇOK GEÇLERİN PİŞMANLIĞI VE MAHKÛMİYETİNE TALİBİZ DEMEKTİR
Hikayenin Adı Bir ÖMÜR'lük NEFES Olsun
Kötü alışkanlıklarım var benim.
Şimdi Nereden Başlayayım
Benim öyle uçsuz bucaksız tarlalarım olmadı
Bayram bir yolculuksa başlı başına. Yol kim, vuslat kim, yola revan olduran kim?
Şu koskoca şehir kaç yalnızlığı barındırıyor içinde
Güzel olan sadece sen misin?
Yağmurların da diyecekleri var
Şiirler hep hüzün depremleri yaşatır
Hayat bazen haylaz bir çocuk olmak
Taşınan yük ne eldedir ne omuzda ne de sırtta
Küçük bir sahil kasabası
Sen gitsen ben kalırım
Sussam yalnızlık, konuşsam yalnızlık
Hayat Hep Siyah Beyaz mıdır?
Şimdiki aklım o zamanki hayallerime hükmetseydi eğer
Bugün gözlerimi açtım sen
Kendimi bazı zaman vadesi gelmiş borç gibi hissediyorum
O kadar kolay kazanmadım ben yaralarımı
Sözün eşiğinden demişti bir gönül dostum, sözün eşiğinden. Söz, eşiği ve gönül.
Öküz öldü ortaklık bozuldu, eski çamlar bardak oldu, o köprünün altından çok sular aktı.
Pinokyo desem, 80'lerde çocuksanız bir de ilk aklınıza gelen ne olur?
Bizim çocukluğumuzda her şey siyah beyazdı.
Çocukluğumuzun mahallesi mi yoksa çocukluğumuzu sevdiren mahallemiz mi?
Her devrin çocukluğu da bir başka gençliği de
Sevgili okurlar sizlere bu defa bisiklete dair cümleler lütfu ikramda bulunacaktım ama o konuyu sonralara bıraktım. Neden derseniz eğer? Söyle ki;
Yazık çok yazık o zaman içindeki çocuğu özgür bırak
Kuzulu kapılardan geçilir bu köhne evlerin hayatlarına
Harmandalının heybetini özgerlerinde saklayanım
Ne Mutlu Türküm Diyene
En ağır yorgunluklar
Her anıyla adına yakışır bir festival
Sihiri ruhunda olan alameti mucize değil mi sizce?
Sesini duyuramadığın kalp
19 Eylül Gaziler Günü Münasebeti ve Anısına
Her şey gelir geçer dostluklar baki kalır
Kime güvenir bu naçiz gönül?
En koyusundan
Bisikletin envai çeşit seçenekleri ve yolculukları
Ömrüm adım adım tüketmekte kendini
Uzun Turlar
Kapılar diyorum
Denizden daha mavi gözler
Neredeyse Ekim ayının başından bu yana yollardayım
Kitap nasıl bir yolculuk yapar
Ne mutlu Türk'üm diyene!
İnsanlar arasında gözlere sırlı bir bağ vardır ki
Dün dinlediğim bir şiirde geçiyordu ve beni derinden etkilemişti.
Gök kubbedeki bulut tarlaları
Gök maviliklerden kalem tutuştursam eline
Gariban zamanların yokluk görmüş çocuklarıydık
Siyah Beyaz Hatırat, Anekdotlar
Sarıkamış deyince çok şeyler yazılır ve çizilir.
Nerede eksik kalmış çocukluk görsem
Herkese içindeki iyilik kadar iyi bir hayat dilerim
Çocukluk zamanlarımdan hatırlıyorum
Can Bağıyla Birbirlerine Bağlı Olanlar
Harfler tek başına yağmur damlaları gibidir bazı zaman
İnsanın hayatında çınar ağaçları vardır.
İnsan elinde olanların kıymetini bilmesi gerekir
Eski sevdalara dair ne varsa öyle yaşamalı
Bundan sonra zor geçerim Toroslar'dan öte yana
Çanakkale... Söze Girince
En mukaddes ay
Ömürden Nefese AŞK OLA
Sana sen de benim gözlerim gibi baksaydın
2. yıla merhaba
İyi Bayramlar
Kabus gibi, buhran içinde geçen günlerin içinden
Önce aklını başına devşir
Ben, çocukluğumun tek şahidi olduğu eski mahallemi özledim
Öncesi evlatlık, ortası babalık
Ele güne karşı yapayalnız böyle de olmaz ki
Ne işe yarar eller, ellerimiz?
Eylül gelmiş diyorlar
Yıl 2013 güz aylarında başladı her şey. Ufak tefek atışmalar, sanılır ki iki ozan karşılıklı atışıyor
Okuyup, yazdığımız konuştuğumuz dil basittir aslında
Ne Mutlu Türk'üm Diyene
Farkımız İnsanlığa Adımlarımız
1997-2001 yılları arası geçen dört yıl
Yeni bir yıla merhaba dedik
Malumunuz 2023'ün son günlerinde hakemler gündemin başköşesinde
Limanda ne kadar gemi varsa hepsi de gittiler
Hepimizin bir ekmek parası telaşı var
Aşkın dini, milleti, rengi olur mu?
İnsanlığın doğduğu topraklar
Eski evlere yakışır mı fiyakalı vesikalar?
Öyle bir afet düşünün ki...
Hayatın her anının kıymetinin anlaşılma etkisi
Biraz mavilik bir tutam bulut heves eder yüreğim
Bazı zamanlar zamansızdır bazı anların ise tarifi imkansız
Çanakkale Geçilmez
Kutsalıdır her inancın kadın
Sevmek lazım yine de hayatı yoksa gerisi boş
Bayramımız bayram olsun
Kaldığı yerden başlamalı. Kaldığı yerden...
Ardında Bıraktığı Hoş Hatıralarla, Gâhi Ağlatıp, Gâhi Güldüren
Günaydın demek, sadece olağan hayatın adet yerini bulsun misali
Şimdi gitmek mi lazım kalmak mı?
Bugün günlerden pişmanlık olsun
Rüyada Yaşasak Demeyenimiz Yok Gibiydi.
Muhteşem doğa içinde harika rotalar
Bize bıraktıklarına paha biçmek zor
Sonsuz saygı, sevgi ve şükranlarımızla
Her gün, her saat, her saniye ve her anımız, gizemli yolculuklara, yeni serüven, yaşam kavgası içinde yeni hayat maceralarına gebedir.
Kırk Sekizin Yediverenleri
Fotoğraf Erbabı Kıymetli Dost Erdinç Özal