Sistemimizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için yasal mevzuata uygun çerezler kullanılır. Balıkesir Ticaret Platformu’yu kullanarak bu çerezleri kabul etmiş olursunuz. Detaylı bilgi için çerez politası sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Efendimmm, Toroslar Aladağlar bisiklet festivali parkur bakımından MTB tarzındaki tek ve zorluk bakımından oldukça hatırı olan rotalara sahip unutulmayacak bir festival tabi ki ufak tefek kusurları görmezden gelir bisiklet sürmenin ve doğanın tadını çıkarırsanız. Geçen hafta 27 Ağustos sabahı bisikletlerimiz ve eşyalarımızın kamyona yüklenmesi, bizlerin minibüslerle Aladağ'a seyahati ile başladı maceramız.
İlk gün kamp alanına çadırlarımızı kurup, eşyalarımızı bıraktıktan sonra Başkanın Çardağı'na pedallar dönmeye tırmanışla başlayınca ilk sürüş dedim ki bu sefer tozumuzu alacaklar baya bir yorulacağız dedik. İlk gün 35 km lik inişli çıkışlı bir gün geçirdik.
İkinci gün Eğin'in gözüne gidiş dönüş 84 km lik bir sürüş rotanın neredeyse tamamı stabilize ama vardığınızda soğuk sulara buna gerçekten değdi diyorsunuz, sizi düşündüren o kadar yorgunluğun üzerine kamp yerine varmak için o rampalar çıkılır mı diyorsunuz, merak etmeyin çıkılıyor.
Ve üçüncü gün; sizi uyarıyorlar diyorlar ki 45 km lik bir rota çoğunluğu tırmanış, inişi sert diye. Diyorsunuz ki abartmayın ne kadar sert olabilir ki?
Ve pedallar son kamp alanına varmak için döner. İlk önce 8 km lik iniş ve sonra... 13 km lik %17 lik eğimlere varan sürekli tırmanış. İniş başlıyor tamam bitti diyorsunuz, sizi yol kenarında durdurup fren balata kontrolü yapıp belli gruplar halinde uyarılar eşliğinde gönderiyorlar (yok artık diyorsunuz) inişler çıkışlar derken kamp alanına varmak için son inişten sonra %22lik eğimli tırmanış veee belgesellerdeki maceracıların tanıttığı gibi bir tarafı dik bir uçurum mıcırlı değil taşlı, virajlı yollar, dereler, sular içinden geçiyorsunuz. Ve bu iniş %20 eğimin üzerinde 9 km lik dik ve tehlikeli zor bir iniş. Anlatmak yetmez yaşmak lazım gelir diyorum.
Veeee her şeye değen doğal havuzları ve harika şelaleriyle anlatılmaz bir vadi ve ödülünüz buz gibi sularda çocuklar gibi atlayarak yüzerek serinlemek.
Hatırlatayım, kamp alanında elektrik yok. Ama umurunuzda olmuyor. Son gün kahvaltı sonrası yüzme, atlama, zıplama terapisinden sonra 30 ağustos zafer bayramı kutlaması ile dönüş başlar, yollar yine hakkını verircesine dar, dik ve tehlikeli doğal tünellerden geçerek bu rüyadan uyanıyorsunuz. Sizi bekleyen karmaşası ve gürültüsüyle şehrin yorgunluğu. Her anıyla adına yakışır bir festivaldi, uyusak da yine o rüyada yaşasak demeyenimiz yok gibiydi.
Vesselam...
Hikayenin Adı Bir ÖMÜR'lük NEFES Olsun
Kötü alışkanlıklarım var benim.
Şimdi Nereden Başlayayım
Benim öyle uçsuz bucaksız tarlalarım olmadı
Bayram bir yolculuksa başlı başına. Yol kim, vuslat kim, yola revan olduran kim?
Şu koskoca şehir kaç yalnızlığı barındırıyor içinde
Güzel olan sadece sen misin?
Yağmurların da diyecekleri var
Şiirler hep hüzün depremleri yaşatır
Hayat bazen haylaz bir çocuk olmak
Taşınan yük ne eldedir ne omuzda ne de sırtta
Küçük bir sahil kasabası
Sen gitsen ben kalırım
Sussam yalnızlık, konuşsam yalnızlık
Hayat Hep Siyah Beyaz mıdır?
Şimdiki aklım o zamanki hayallerime hükmetseydi eğer
Bugün gözlerimi açtım sen
Kendimi bazı zaman vadesi gelmiş borç gibi hissediyorum
O kadar kolay kazanmadım ben yaralarımı
Sözün eşiğinden demişti bir gönül dostum, sözün eşiğinden. Söz, eşiği ve gönül.
Öküz öldü ortaklık bozuldu, eski çamlar bardak oldu, o köprünün altından çok sular aktı.
Pinokyo desem, 80'lerde çocuksanız bir de ilk aklınıza gelen ne olur?
Bizim çocukluğumuzda her şey siyah beyazdı.
Çocukluğumuzun mahallesi mi yoksa çocukluğumuzu sevdiren mahallemiz mi?
Her devrin çocukluğu da bir başka gençliği de
Sevgili okurlar sizlere bu defa bisiklete dair cümleler lütfu ikramda bulunacaktım ama o konuyu sonralara bıraktım. Neden derseniz eğer? Söyle ki;
Yazık çok yazık o zaman içindeki çocuğu özgür bırak
Kuzulu kapılardan geçilir bu köhne evlerin hayatlarına
Harmandalının heybetini özgerlerinde saklayanım
Ne Mutlu Türküm Diyene
En ağır yorgunluklar
Sihiri ruhunda olan alameti mucize değil mi sizce?
Sesini duyuramadığın kalp
19 Eylül Gaziler Günü Münasebeti ve Anısına
Her şey gelir geçer dostluklar baki kalır
Kime güvenir bu naçiz gönül?
En koyusundan
Bisikletin envai çeşit seçenekleri ve yolculukları
Ömrüm adım adım tüketmekte kendini
Uzun Turlar
Kapılar diyorum
Denizden daha mavi gözler
Neredeyse Ekim ayının başından bu yana yollardayım
Kitap nasıl bir yolculuk yapar
Ne mutlu Türk'üm diyene!
İnsanlar arasında gözlere sırlı bir bağ vardır ki
Dün dinlediğim bir şiirde geçiyordu ve beni derinden etkilemişti.
Gök kubbedeki bulut tarlaları
Gök maviliklerden kalem tutuştursam eline
Gariban zamanların yokluk görmüş çocuklarıydık
Siyah Beyaz Hatırat, Anekdotlar
Sarıkamış deyince çok şeyler yazılır ve çizilir.
Nerede eksik kalmış çocukluk görsem
Herkese içindeki iyilik kadar iyi bir hayat dilerim
Çocukluk zamanlarımdan hatırlıyorum
Can Bağıyla Birbirlerine Bağlı Olanlar
Harfler tek başına yağmur damlaları gibidir bazı zaman
İnsanın hayatında çınar ağaçları vardır.
İnsan elinde olanların kıymetini bilmesi gerekir
Eski sevdalara dair ne varsa öyle yaşamalı
Bundan sonra zor geçerim Toroslar'dan öte yana
Çanakkale... Söze Girince
En mukaddes ay
Ömürden Nefese AŞK OLA
Sana sen de benim gözlerim gibi baksaydın
2. yıla merhaba
İyi Bayramlar
Kabus gibi, buhran içinde geçen günlerin içinden
Önce aklını başına devşir
Ben, çocukluğumun tek şahidi olduğu eski mahallemi özledim
Öncesi evlatlık, ortası babalık
Ele güne karşı yapayalnız böyle de olmaz ki
Ne işe yarar eller, ellerimiz?
Eylül gelmiş diyorlar
Yıl 2013 güz aylarında başladı her şey. Ufak tefek atışmalar, sanılır ki iki ozan karşılıklı atışıyor
Okuyup, yazdığımız konuştuğumuz dil basittir aslında
Ne Mutlu Türk'üm Diyene
Farkımız İnsanlığa Adımlarımız
1997-2001 yılları arası geçen dört yıl
Yeni bir yıla merhaba dedik
Malumunuz 2023'ün son günlerinde hakemler gündemin başköşesinde
Limanda ne kadar gemi varsa hepsi de gittiler
Hepimizin bir ekmek parası telaşı var
Aşkın dini, milleti, rengi olur mu?
İnsanlığın doğduğu topraklar
Eski evlere yakışır mı fiyakalı vesikalar?
Öyle bir afet düşünün ki...
Hayatın her anının kıymetinin anlaşılma etkisi
Biraz mavilik bir tutam bulut heves eder yüreğim
Bazı zamanlar zamansızdır bazı anların ise tarifi imkansız
Çanakkale Geçilmez
Kutsalıdır her inancın kadın
Sevmek lazım yine de hayatı yoksa gerisi boş
Bayramımız bayram olsun
Kaldığı yerden başlamalı. Kaldığı yerden...
Ardında Bıraktığı Hoş Hatıralarla, Gâhi Ağlatıp, Gâhi Güldüren
Günaydın demek, sadece olağan hayatın adet yerini bulsun misali
Şimdi gitmek mi lazım kalmak mı?
Bugün günlerden pişmanlık olsun
Rüyada Yaşasak Demeyenimiz Yok Gibiydi.
Muhteşem doğa içinde harika rotalar
Bize bıraktıklarına paha biçmek zor
Sonsuz saygı, sevgi ve şükranlarımızla