Bayram Yaklaşmış, Kapıya Dayanmışken

Bir düşünür din çoktur ahlak tektir demiş. Onun düşüncesine saygı duymakla birlikte katılmayan yoktur diye düşünüyorum.

Ammâ velâkin bizler ki ülkemizin%95'nin Müslüman olmasına binayen bu sözleri kaleme alıyorum. Bizler uhrevi, ulvi, mukaddes ve maneviyat olarak yoğun ve bir o kadar da derin hisler ve izler bırakan bir iklimin son demlerini yaşıyor ve büyük bir heyecan ve gayretle bayramın yolunu gözler bir hale bürünüyoruz.

Her ne kadar bizi hüzünlendiren iki vak'a olsa da. Biri Ramazan-ı Şerif'in son vakitlerini tüketiyoruz. Seneye Ramazan'a kim öle kim göre, kim kala öyle değil mi?

Ne varsa nasipteki kadardır vesselam.

Diğer yandan ülkemizi ve ülkemiz insanını derin hüzün ve kedere boğan 11 ilimizi, onların köy ve ilçelerini yerle bir eden binlerce vatandaşımızı yitirdiğimiz deprem afeti. Bu konuda çok fazla farklı temaya girmek istemiyorum. Siyaset ve yetip yetmeme mevzuları. Bunlar benim ya da bizlerin köklü çözüme ulaştıracağımız konular değil. Vatandaş olarak elimizden geleni yapıp, yetebildim mi, duamı edebildim mi ben o yanına bakarım. Ama şurası gerçek, kati ve kesin ki afet ve bunun sonucu hasar çok büyük boyutta, yaralar derin, korkunç ve ürkütücü. El birliğiyle iyileşeceğiz inşallah.

Gelelim bayramaaa...

Malûm önümüz bayram. Ama ne kadar bayram?

Eskisi gibi olacak mı?

İçimizden geldiği gibi gülüp eğlenebilecek miyiz? Yüreğimizin bir yanı sevinirken, diğer yarısı karalar bağlayıp, içten içe yaraları ile boğuşacak gibi görünüyor.

Ve bir de sosyal medya olayı var. Çok etkili bir ulaşım ve iletişim gücü olduğu kesin, kesin olmasına da...

Dikkatli ve temkinli kullanmakta fayda var. Başka yere çekmeyelim lütfen, sadece bayramlaşır, mutlu mesut anları paylaşırken dikkatli olmakta fayda var diye hatırlatma da fayda var diye düşündüm. Bizler sevinirken, başkalarının yaralarına tuz basmayalım, ne olur lütfen istirham ediyorum.

Sonuç olarak bayram geldi dayandı kapıya, onu da mübarek Ramazan ayı gibi hakkını vererek, laikiyle ağırlamak lâzım gelir.

Ama yine de bayram işte

Bir yanda kederlerin, hüzünlerin, hasretlerin gölgesinde yıkıntılar coğrafyasında geçecek olan bir bayram.

Diğer yanda hiç bir şey olmamış gibi yaşayanların var olduğu coğrafyalarda süt liman, eski neşesi içinde geçmesi muhtemel bir bayram. Arada pamuk ipliğine bağlı bir sınır var. İncitmeden, üzmeden, yaralamadan yaşayalım şu canım bayram iklimini ne olur?

Yine de ağızlardan bal damlayan, şeker tadında bir bayram diliyor, acısı, kaygısı az sevinci, neşesi, kavuşması bol nicelerini nicesi bayramlarda bir arada olmaya diye dua ediyorum.

Selamlarımla...

Aşk ola...

18.04.2023 02.15