Sistemimizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için yasal mevzuata uygun çerezler kullanılır. Balıkesir Ticaret Platformu’yu kullanarak bu çerezleri kabul etmiş olursunuz. Detaylı bilgi için çerez politası sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Herkesin, hele ki bizler, 70'lerin sonu çocukluğuna, 90'ların başı gençliğine denk gelen bir taraftan şanslı, diğer taraftan ise bir o kadar bahtsız bedevi, talihsiz bir nesildik, bizler 70'lerin başında merhaba diyen dünyaya.
Gelelim kendi çocukluğuma...
70'lerin ilk adımlarının birinde, zemheride bir ikindin vakti, göç yolunda merhaba demişim, selamın aleyküm dünya ben geldim demişim.
Eksik kalmış ki bir şeyler bünyemde ya hazır değillermiş gelişime ya da istemeye olmuşum, istenmediğim daha o günden hissettirmiş varlığını.
Neyse, biraz da güzel şeylerden mi konuşsak; yokluğun kol gezdiği, kıt kanaat geçinilen o günlerde yaşadığım çocukluk fena da sayılmazdı. Eğlencesi, macerası bol, yorgunluğu, ezası boldu. Lâkin yüzlere gülümseme bir şekilde konuverirdi.
Sevincim, mutluluğum, heyecanım saman alevi gibi tez parlar, tez de sönüverirdi.
Çocuk yaşlarda tanıştım elin acı lokmasıyla, uzun bir müddet böyle geçti yazlarım. Kâh tütün tarlasında harcanıveren çocukluğum, kâh el işinde nasıl geçti habersiz gençliğim.
Bu zaman sürecinde düşünüyorum, anamla geçen zamanın yanında babamla yaşadıklarım, hatıralarımın esamisi okunmaz, anlayacağınız mum yakta ara. Sever miydi onu da bilmem. Belki severdi göstermezdi belki de sevgisi bana kıttı.
Hep şöyle olurdu duam.
"Allah'ım bir gün evladım olursa ne yokluk göstermek nasip olsun, ne de yokluğumu göstermek! "
Kendi kendime söz vermiştim, babam gibi olmayacaktım, babama benzemeyecekti babalığım. Yeri gelir arkadaşı olacaktım, yeri gelir sırdaşı yeri gelince de değil de her daim gölgesi, çınarı, hiç korkmadığı, çekinmediği babası.
Oldum mu, olabildim mi oğluma sormak en doğrusu. Çünkü insan kendi eksiklikleri, kendi hata, kendi yanlışlarını görmez, görmek istemezmiş. O yüzden çocuktan almak en güzeli doğru haberi.
Elbette her günümüz sıfır hatayla geçmez ne eş, ne de çocukla. Zaten öyle de olsa en büyük sorundur. Sorunsuz yaşamak eğer öyleyse batan gemiyi kurtarmak için taviz veren verenidir ilişkilerde.
Bir gün oğlumun gençlik yılları, gençlik başında duman ve ergenliğin iyice yerleştiği vakitler de şöyle demişti yeni taşındığımız bir beldede( ki mesleğim gereği biz istemesek bile istemeden tayin hengâmesi yaşayabiliyorduk).
Eğitim serüveninin Lise dönemi için yolun yarısı bir zamanı yaşarken atamam sonucu yeni bir kent, yeni bir serüvenin başlarında evet aynen şöyle demişti oğlum;
" Biliyorsun değil mi baba, buraya gelmeyi ben istemedim, benim seçimim değil burada olmak! "
O zaman şöyle dua ettim, "inşallah oğlumun öyle bir mesleği olsun ki sıkça atama görüp ailesi yeni yerler, yeni zorluklar görmesin, bilmediği coğrafya ve kültürlere alışmak zorunda kalmasın ki çocuğu güçlük çekmesin! "
Bu diyalog oğlumun yeni şehirde, yeni okulunda arkadaş edinememe problemi üzerine oğluma "edineceksin babam, alışacaksın!" demem üzerine bu diyaloğu yaşamıştık.
Oğlum büyüdü, okulunu muvaffakiyetle bitirdi. İstediği iş ve bölümde çalışıyor ve evli.
Oğlum ne iş mi yapıyor?
Diş hekimi sevdiği şehirde, sevdiği işi icra ediyor. İstemediği sürece ataması çıkmaz.
Ne kadar şanlı değil mi hem kendisi, hem eşi, hem de doğacak çocuğu?
Yeni şehirler, yeni insanlara alışmak gibi sorunları olmayacak. Sanırım duam kabul oldu. Mutlu olmam lâzım değil mi?
Evet, mutluyum ama kısmen.
Oğlumla çok sık görüşemiyoruz, malum işleri yoğun. Eşi ile yoğun bir tempoları var. Aslında bir telefon mesafesi uzaklığındayız her ne kadar gelemeseler, gidemesek de.
Bir telefon uzaklığında.
"Anne ya da baba nasılsınız, iyi misiniz? Bizler iyiyiz çok şükür, iyi bakın kendinize sizleri seviyor ve çok öpüyoruz. "
Sanırım 1 dakika bile tutmaz, bir ALO!
Sanırım duamı eksik etmişim.
Neyse sağlık sıhhat yerinde olsun da
En nihayetinde...
Ölüm de var...
Aşk ola
Hikayenin Adı Bir ÖMÜR'lük NEFES Olsun
Kötü alışkanlıklarım var benim.
Şimdi Nereden Başlayayım
Benim öyle uçsuz bucaksız tarlalarım olmadı
Bayram bir yolculuksa başlı başına. Yol kim, vuslat kim, yola revan olduran kim?
Şu koskoca şehir kaç yalnızlığı barındırıyor içinde
Güzel olan sadece sen misin?
Yağmurların da diyecekleri var
Şiirler hep hüzün depremleri yaşatır
Hayat bazen haylaz bir çocuk olmak
Taşınan yük ne eldedir ne omuzda ne de sırtta
Küçük bir sahil kasabası
Sen gitsen ben kalırım
Sussam yalnızlık, konuşsam yalnızlık
Hayat Hep Siyah Beyaz mıdır?
Şimdiki aklım o zamanki hayallerime hükmetseydi eğer
Bugün gözlerimi açtım sen
Kendimi bazı zaman vadesi gelmiş borç gibi hissediyorum
O kadar kolay kazanmadım ben yaralarımı
Sözün eşiğinden demişti bir gönül dostum, sözün eşiğinden. Söz, eşiği ve gönül.
Öküz öldü ortaklık bozuldu, eski çamlar bardak oldu, o köprünün altından çok sular aktı.
Pinokyo desem, 80'lerde çocuksanız bir de ilk aklınıza gelen ne olur?
Bizim çocukluğumuzda her şey siyah beyazdı.
Çocukluğumuzun mahallesi mi yoksa çocukluğumuzu sevdiren mahallemiz mi?
Her devrin çocukluğu da bir başka gençliği de
Sevgili okurlar sizlere bu defa bisiklete dair cümleler lütfu ikramda bulunacaktım ama o konuyu sonralara bıraktım. Neden derseniz eğer? Söyle ki;
Yazık çok yazık o zaman içindeki çocuğu özgür bırak
Kuzulu kapılardan geçilir bu köhne evlerin hayatlarına
Harmandalının heybetini özgerlerinde saklayanım
Ne Mutlu Türküm Diyene
En ağır yorgunluklar
Her anıyla adına yakışır bir festival
Sihiri ruhunda olan alameti mucize değil mi sizce?
Sesini duyuramadığın kalp
19 Eylül Gaziler Günü Münasebeti ve Anısına
Her şey gelir geçer dostluklar baki kalır
Kime güvenir bu naçiz gönül?
En koyusundan
Bisikletin envai çeşit seçenekleri ve yolculukları
Ömrüm adım adım tüketmekte kendini
Uzun Turlar
Kapılar diyorum
Denizden daha mavi gözler
Neredeyse Ekim ayının başından bu yana yollardayım
Kitap nasıl bir yolculuk yapar
Ne mutlu Türk'üm diyene!
İnsanlar arasında gözlere sırlı bir bağ vardır ki
Dün dinlediğim bir şiirde geçiyordu ve beni derinden etkilemişti.
Gök kubbedeki bulut tarlaları
Gök maviliklerden kalem tutuştursam eline
Gariban zamanların yokluk görmüş çocuklarıydık
Siyah Beyaz Hatırat, Anekdotlar
Sarıkamış deyince çok şeyler yazılır ve çizilir.
Nerede eksik kalmış çocukluk görsem
Herkese içindeki iyilik kadar iyi bir hayat dilerim
Çocukluk zamanlarımdan hatırlıyorum
Can Bağıyla Birbirlerine Bağlı Olanlar
Harfler tek başına yağmur damlaları gibidir bazı zaman
İnsanın hayatında çınar ağaçları vardır.
İnsan elinde olanların kıymetini bilmesi gerekir
Eski sevdalara dair ne varsa öyle yaşamalı
Bundan sonra zor geçerim Toroslar'dan öte yana
Çanakkale... Söze Girince
En mukaddes ay
Ömürden Nefese AŞK OLA
Sana sen de benim gözlerim gibi baksaydın
2. yıla merhaba
İyi Bayramlar
Kabus gibi, buhran içinde geçen günlerin içinden
Önce aklını başına devşir
Ben, çocukluğumun tek şahidi olduğu eski mahallemi özledim
Öncesi evlatlık, ortası babalık
Ele güne karşı yapayalnız böyle de olmaz ki
Ne işe yarar eller, ellerimiz?
Eylül gelmiş diyorlar
Yıl 2013 güz aylarında başladı her şey. Ufak tefek atışmalar, sanılır ki iki ozan karşılıklı atışıyor
Okuyup, yazdığımız konuştuğumuz dil basittir aslında
Ne Mutlu Türk'üm Diyene
Farkımız İnsanlığa Adımlarımız
1997-2001 yılları arası geçen dört yıl
Yeni bir yıla merhaba dedik
Malumunuz 2023'ün son günlerinde hakemler gündemin başköşesinde
Limanda ne kadar gemi varsa hepsi de gittiler
Hepimizin bir ekmek parası telaşı var
Aşkın dini, milleti, rengi olur mu?
İnsanlığın doğduğu topraklar
Eski evlere yakışır mı fiyakalı vesikalar?
Öyle bir afet düşünün ki...
Hayatın her anının kıymetinin anlaşılma etkisi
Biraz mavilik bir tutam bulut heves eder yüreğim
Bazı zamanlar zamansızdır bazı anların ise tarifi imkansız
Çanakkale Geçilmez
Kutsalıdır her inancın kadın
Sevmek lazım yine de hayatı yoksa gerisi boş
Bayramımız bayram olsun
Kaldığı yerden başlamalı. Kaldığı yerden...
Ardında Bıraktığı Hoş Hatıralarla, Gâhi Ağlatıp, Gâhi Güldüren
Günaydın demek, sadece olağan hayatın adet yerini bulsun misali
Şimdi gitmek mi lazım kalmak mı?
Bugün günlerden pişmanlık olsun
Rüyada Yaşasak Demeyenimiz Yok Gibiydi.
Muhteşem doğa içinde harika rotalar
Bize bıraktıklarına paha biçmek zor
Sonsuz saygı, sevgi ve şükranlarımızla
Her gün, her saat, her saniye ve her anımız, gizemli yolculuklara, yeni serüven, yaşam kavgası içinde yeni hayat maceralarına gebedir.
Kırk Sekizin Yediverenleri
Yeni Bir Yıl
Fotoğraf Erbabı Kıymetli Dost Erdinç Özal
MUHTAÇ OLDUĞUMUZ KUDRET DAMARLARIMIZDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR
EHLİNE VERİLMEYEN HER İŞ, HER ŞEY ZİYANDIR...
Herkesin içindeki temiz dünya kadar güzelliklerle geçecek bayramlar dilerim
4 yıl öncesine dayanır bu yolculuğun ilk kalp atışları