Sistemimizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için yasal mevzuata uygun çerezler kullanılır. Balıkesir Ticaret Platformu’yu kullanarak bu çerezleri kabul etmiş olursunuz. Detaylı bilgi için çerez politası sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Dinimiz, inancımız, damalarımızdaki kanın temsil ettiği uyruğumuz ve milliyetimize göre mevkisi, mertebesi yüce ve ulu olan iki makam vardır ki onlar; Şehitlik ve gaziliktir. Her ne kadar bu konuda aslan payı mevzu vatan savunması olduğu için askeriyede olsa da yaptığı görev her ne olursa olsun vatanın bekası, inancımızın daim olması, şanlı bayrağımızın göklerde dim dik ve özgürce dalgalanması için uğrunda can feda edenlerimize ŞEHİT, ölmeyip yaralı hayatta kalanlara da GAZİ dendiğini bilmeyen olmasa da ben yine de haddim olmayarak yeniden hatırlatmakta fayda olduğunu düşündüm.
"Allah yolunda öldürülenlere 'ölüler' demeyin. Bilâkis onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz. (Bakara Suresi 154. Ayet)" Hemen hemen her şehitlik girişinde bu ayet mevcudiyetini korumaktadır.
Lakin bizim konumuz gazilik ve gazilerimiz. Her yıl Eylül ayının 19'u Gaziler Günü olarak yad edilir, hayattaki gazilerimiz ziyaret edilir dertleri dinlenir varsa istekleri ifa edilmek üzere kayıt altına alınır. Çünkü söz uçar yazı baki kalır. Ebediyete intikal etmiş tüm gazilerimiz için dualar ve okunan kuranlar ruhlarına hediye edilir ve o beldedeki şehitlik ziyaret edilir. Mezarları başında şehitlerimizin aziz ruhlarına dualar armağan edilir. Ben ve içinde bulunduğum sosyal bir topluluk (Özgür bisikletçiler) tek demeden çoğunluk demeden her19 Eylül Gaziler günün de olduğu gibi her milli bayram ve milli egemenlik günlerimizde bulunduğumuz şehirdeki şehitliği ve Atatürk anıtını ziyaret eder, saygı duruşu sonrası dualarımızı ve şükranlarımızı sunar, saygı ve huşu içinde dağılırız.
Her zaman olduğu gibi elimde bayrağım, üzerimde bayraklı formam ve bisikletim ile şehitliğimizi ziyaret edip eski yeni demeden bütün şehit mezarlarının başında rabbim kabul ederse dualarımızı, okumalarımızı o eşsiz ve seçkin vatan evlatlarının ruhuna hediye eyledim. Rabbim makamlarını cennet, ruhlarını şad, dualarımızı kabul, bizleri de o kutlu insanlarımıza komşu eylesin inşallah.
Yalnız garipsediğim bir durum var. Şehit ailesi ve yakınları ile protokol dışında onların varlığını unutmayan bir kaç kişiden ve tabi ki Allah onlardan da razı olsun, şehitlik görevlilerinden başkasını görmek kısmet olmadı. Bizler rahat uyuyalım, huzurluca vatan hudutları içinde yaşayalım diye canlarını vermekten şüphe dahi etmeyenlerimizi neden ziyaret etmeyiz, en azından saygımızı yapacağımız on dakikalık ziyaret ile gösterebilecekken bu vurdumduymazlık neden?
Akde vefaya bu kadar mı uzağız?
Birden aklıma ölüm sonrası bir yıllık süreçte bedenin ve vefat edenin sevdiklerinin hal ve hareketlerinin yaşamsal döngüsünün anlatıldığı hikâye geldi. Evet, herkes bir gün ölümle tanışacak. Lakin hayat döngüsünün bu aşamasına kadar maddi manevi ve vicdani sorumluluklarımızı yerine getirmemiz icap eder.
Çünkü bu vatan, bu bayrak, bu topraklar, bu ezan, bu din bizim olduğu gibi,
Şehitlerimiz de bizim, Gazilerimiz de bizim.
Lafın kıssadan hissesi her Türk asker doğar ve Şehadet ve Gazilik mertebesine aday.
Bu yüzden bize, meşrebimize, inancımıza ve ırkımıza yakışanı yapmamız icap eder.
Vesselam...
Hikayenin Adı Bir ÖMÜR'lük NEFES Olsun
Kötü alışkanlıklarım var benim.
Şimdi Nereden Başlayayım
Benim öyle uçsuz bucaksız tarlalarım olmadı
Bayram bir yolculuksa başlı başına. Yol kim, vuslat kim, yola revan olduran kim?
Şu koskoca şehir kaç yalnızlığı barındırıyor içinde
Güzel olan sadece sen misin?
Yağmurların da diyecekleri var
Şiirler hep hüzün depremleri yaşatır
Hayat bazen haylaz bir çocuk olmak
Taşınan yük ne eldedir ne omuzda ne de sırtta
Küçük bir sahil kasabası
Sen gitsen ben kalırım
Sussam yalnızlık, konuşsam yalnızlık
Hayat Hep Siyah Beyaz mıdır?
Şimdiki aklım o zamanki hayallerime hükmetseydi eğer
Bugün gözlerimi açtım sen
Kendimi bazı zaman vadesi gelmiş borç gibi hissediyorum
O kadar kolay kazanmadım ben yaralarımı
Sözün eşiğinden demişti bir gönül dostum, sözün eşiğinden. Söz, eşiği ve gönül.
Öküz öldü ortaklık bozuldu, eski çamlar bardak oldu, o köprünün altından çok sular aktı.
Pinokyo desem, 80'lerde çocuksanız bir de ilk aklınıza gelen ne olur?
Bizim çocukluğumuzda her şey siyah beyazdı.
Çocukluğumuzun mahallesi mi yoksa çocukluğumuzu sevdiren mahallemiz mi?
Her devrin çocukluğu da bir başka gençliği de
Sevgili okurlar sizlere bu defa bisiklete dair cümleler lütfu ikramda bulunacaktım ama o konuyu sonralara bıraktım. Neden derseniz eğer? Söyle ki;
Yazık çok yazık o zaman içindeki çocuğu özgür bırak
Kuzulu kapılardan geçilir bu köhne evlerin hayatlarına
Harmandalının heybetini özgerlerinde saklayanım
Ne Mutlu Türküm Diyene
En ağır yorgunluklar
Her anıyla adına yakışır bir festival
Sihiri ruhunda olan alameti mucize değil mi sizce?
Sesini duyuramadığın kalp
Her şey gelir geçer dostluklar baki kalır
Kime güvenir bu naçiz gönül?
En koyusundan
Bisikletin envai çeşit seçenekleri ve yolculukları
Ömrüm adım adım tüketmekte kendini
Uzun Turlar
Kapılar diyorum
Denizden daha mavi gözler
Neredeyse Ekim ayının başından bu yana yollardayım
Kitap nasıl bir yolculuk yapar
Ne mutlu Türk'üm diyene!
İnsanlar arasında gözlere sırlı bir bağ vardır ki
Dün dinlediğim bir şiirde geçiyordu ve beni derinden etkilemişti.
Gök kubbedeki bulut tarlaları
Gök maviliklerden kalem tutuştursam eline
Gariban zamanların yokluk görmüş çocuklarıydık
Siyah Beyaz Hatırat, Anekdotlar
Sarıkamış deyince çok şeyler yazılır ve çizilir.
Nerede eksik kalmış çocukluk görsem
Herkese içindeki iyilik kadar iyi bir hayat dilerim
Çocukluk zamanlarımdan hatırlıyorum
Can Bağıyla Birbirlerine Bağlı Olanlar
Harfler tek başına yağmur damlaları gibidir bazı zaman
İnsanın hayatında çınar ağaçları vardır.
İnsan elinde olanların kıymetini bilmesi gerekir
Eski sevdalara dair ne varsa öyle yaşamalı
Bundan sonra zor geçerim Toroslar'dan öte yana
Çanakkale... Söze Girince
En mukaddes ay
Ömürden Nefese AŞK OLA
Sana sen de benim gözlerim gibi baksaydın
2. yıla merhaba
İyi Bayramlar
Kabus gibi, buhran içinde geçen günlerin içinden
Önce aklını başına devşir
Ben, çocukluğumun tek şahidi olduğu eski mahallemi özledim
Öncesi evlatlık, ortası babalık
Ele güne karşı yapayalnız böyle de olmaz ki
Ne işe yarar eller, ellerimiz?
Eylül gelmiş diyorlar
Yıl 2013 güz aylarında başladı her şey. Ufak tefek atışmalar, sanılır ki iki ozan karşılıklı atışıyor
Okuyup, yazdığımız konuştuğumuz dil basittir aslında
Ne Mutlu Türk'üm Diyene
Farkımız İnsanlığa Adımlarımız
1997-2001 yılları arası geçen dört yıl
Yeni bir yıla merhaba dedik
Malumunuz 2023'ün son günlerinde hakemler gündemin başköşesinde
Limanda ne kadar gemi varsa hepsi de gittiler
Hepimizin bir ekmek parası telaşı var
Aşkın dini, milleti, rengi olur mu?
İnsanlığın doğduğu topraklar
Eski evlere yakışır mı fiyakalı vesikalar?
Öyle bir afet düşünün ki...
Hayatın her anının kıymetinin anlaşılma etkisi
Biraz mavilik bir tutam bulut heves eder yüreğim
Bazı zamanlar zamansızdır bazı anların ise tarifi imkansız
Çanakkale Geçilmez
Kutsalıdır her inancın kadın
Sevmek lazım yine de hayatı yoksa gerisi boş
Bayramımız bayram olsun
Kaldığı yerden başlamalı. Kaldığı yerden...
Ardında Bıraktığı Hoş Hatıralarla, Gâhi Ağlatıp, Gâhi Güldüren
Günaydın demek, sadece olağan hayatın adet yerini bulsun misali
Şimdi gitmek mi lazım kalmak mı?
Bugün günlerden pişmanlık olsun
Rüyada Yaşasak Demeyenimiz Yok Gibiydi.
Muhteşem doğa içinde harika rotalar
Bize bıraktıklarına paha biçmek zor
Sonsuz saygı, sevgi ve şükranlarımızla