Sistemimizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için yasal mevzuata uygun çerezler kullanılır. Balıkesir Ticaret Platformu’yu kullanarak bu çerezleri kabul etmiş olursunuz. Detaylı bilgi için çerez politası sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Dışarıdaki engellerin değil, içindeki dirençlerin asıl mesele olduğunu fark ettiği bir dönem.
Bir süreye kadar hep dışarıyı suçlarız: şartları, insanları, kaderi, zamanı, hatta hava durumunu bile…
Ama bir noktadan sonra anlarsın; seni asıl durduran şey dünyanın duvarları değil, kendi iç duvarlarınmış.
İşte o an bir kapı aralanır — içeriye, kendine doğru.
O kapıdan geçmek kolay değildir. Çünkü orada seni bekleyen biri vardır:
Korkuların, tereddütlerin, ertelenmiş cesaretlerin, susturulmuş hayallerin…
Hepsi birer gölge gibi karşında durur.
Ve işte o an, hayat sana sessiz bir soru sorar:
“Kendine rağmen yürüyebilecek misin?”
Çünkü insanın en büyük ilerleyişi, kendine rağmen yürüdüğü andır.
Bu, dış dünyaya karşı bir meydan okuma değildir.
Bu, iç dünyana karşı bir uyanıştır.
Bir sabah kalkarsın ve içinden gelen o eski sesi duymazdan gelirsin.
“Yapamazsın” diyen sesi değil, “bir dene” diyen fısıltıyı dinlersin.
Ve o anda dünya yavaşça değişmeye başlar.
Aslında dünya değişmez, senin bakışın değişir.
Kendine rağmen yürümek,
Yorgunken bile yola devam etmektir.
İnancını kaybettiğinde bile umutla adım atmaktır.
Birileri anlamasa da, kendi iç pusulanın yönüne güvenmektir.
Birçok insan, kendi içinde taşıdığı potansiyeli görmeden ömür geçiriyor.
Çünkü kendini sorgulamak cesaret ister.
Kendiyle yüzleşmek, dış dünyadaki hiçbir sınav kadar kolay değildir.
Ama insan, bir kere o yüzleşmeyi göze aldığında, kendi içindeki zincirlerin sesini duymaya başlar.
Ve o zincirlerin anahtarı da yine kendi elindedir.
Hayat, seni bazen yere serer, bazen sessizleştirir, bazen de yolunu tamamen karartır.
Ama unutma; karanlık, ışığın zıttı değil, ışığın doğacağı yerdir.
Kendine rağmen yürüyen insan, işte bu karanlıkta doğar.
Kırılmış hâliyle değil, yeniden yoğrulmuş hâliyle.
Kendine rağmen yürümek, kusursuzluk aramak değildir.
Kusurlarıyla birlikte yürüyebilmektir.
Kendini bastırmak değil, kendini anlamaktır.
Kendini silmek değil, kendini yeniden yazmaktır.
Bir gün dönüp geriye baktığında, göreceksin…
Seni büyüten şey başarıların değil,
Kendi iç savaşlarından sağ çıkışındır.
Ve anlayacaksın ki, hayat dediğin şey aslında bir mücadele değilmiş — bir barış anlaşmasıymış.
İnsanın kendisiyle imzaladığı bir iç barış.
O yüzden, bundan sonrası için ne olursa olsun şunu hatırla:
Yorulduğunda durabilirsin, ama geri dönme.
Korktuğunda susabilirsin, ama vazgeçme.
Çünkü insanın en büyük zaferi, kimseye karşı değil — kendine rağmen yürüdüğü yoldadır…
Balıkesir, sporla hem gençliğini diri tutabilir hem de Türkiye'ye örnek bir şehir haline gelebilir.
Bayram Sabahları
Yılın en anlamlı günlerinden biridir Babalar Günü
Süreklilik Arz Eden, Derin Bir Süreç
Tarım, Hayvancılık, Çiftçi
İKLİM KANUNLARI MI, ÖZGÜRLÜĞÜN KAYIP NOKTASI MI?
Fifa Dünya Kulüpler Kupası maçlarını izlemek
Balıkesir’in Kaybolan Neşesi
Kalbin Konuştuğu Dil
Boksun Estetikle Dansı
Balıkesir nasıl gelişir, nasıl değişir, nasıl kendi kendini geliştirir?
YERİN SESSİZ İSYANI
BALIKESİR SOFRASI
Bazı zaferler sadece cephede kazanılmaz
Yıl 1919
12 Eylül’ün yıl dönümüne ithafen
Zamanın ayak izleri, her birimizin kalbinde başka başka şekillerde belirir.
Biz bu oyunu gerçekten seviyoruz
Sonsuzluğu hayal eden bir kalp, geçici olanla kendini kandırmamalı
ÖNGÖRÜSEL KODLAMA VE ALGISAL TAMAMLAMA
İnsanlık tükenmeyecektir
Bir Ömrün Sessiz Hırsızlarına Dair
SADECE BİR ÜLKENİN DEĞİL, BİR İNSANLIĞIN YASI
Bir bardak çay içimlikmiş bir ömür meğer…
Bugün 24 Kasım
Her şehirde bazı insanlar vardır