Tutsak Duygular

Bunlar kişinin motivasyonu, arzuladığı kariyer ya da ilişkiye ulaşmasını engeller. Bu görünmeyen demir parmaklık misali kişiyi hapseden hücreler gibidir.

 Pek çok kişi bunun ağırlığı altında sanki süresini bilmediği mahkûmiyet hayatı içinde yaşamak zorunda olduğunu bilmeden sadece nefesini tüketerek yıllarını geçirir.

Fakat insan bunun kendindeki çözümsüz bıraktığı duygulardan değil de bunların sonuçlarının çözümüne dönük olmayan yöntemler peşinde koşarak, harcadığı zaman içinde çaresizliğe tutunup kurban olduğunu bir türlü fark edemez.

Çoğu kez bunların altında yatan sebep geçmiş çözülmeyen duygulardaki enerji birikimidir.

Duyguların her biri bedende bir organ ve hormon bezi ile etkileşim içindedir. Bunlar çözülmez ise ruhsal ve fiziksel hastalıkların oluşmasına, yaşadığı zaman içinde hayatında kalıcı olmasına sebep verir.

Duygular renklerle ifade edilir. DNA zincirimizdeki kodlarımız da renklerle yazılır ve oluşturulur. Bedenimiz bu kodları tanır. Duygularımızda ki renk bozulmaları, tonlardaki geçişler o kodların yanlış verilere dönüşmesine, DNA üzerinde dejenerasyona sebep oluşturabilir.

Hayatta sevilen birinin kaybını yaşamak, boşanma yada ilişki sorunu, maddi sıkıntılar, ev yada iş stresi, düşük yada kürtaj,   fiziksel travma,   fiziksel yada duygusal mücadele,   fiziksel/ zihinsel/sözel taciz,  kendisine yada başkasına önyargı,   uzun süre stres içinde kalma,  reddedilme,  fiziksel hastalık,  aşağılanma duygusu,  duygularım tam içselleştirilemeden yaşanması,  ihmal edilme ve terk edilme insanın bilinçaltında bastırdığı duygu enerjisini sıkıştırır ve tutsak eder.

Bunlar zamanla bedende, fiziksel hastalığa neden olan kök inanca dönüşerek kişinin gerçekliği olarak kayıt edilir. Korku, acı, hüsran, terk edilme ve yukarıda söz ettiğim bunlara benzer negatif duygu durumları ile yaşanan olaylar 5 duyu tarafından beyinde işlenip alan açarlar. Bunlara kök inanç kalıpları denir. Kök inanç inanç için açılan her alan 5 duygu ile beslenerek alana aktarılmaya hayat boyunca yüklenir. Aşırı yük umulmadık bir andaki duygu taşması ile fiziksel ya da ruhsal hastalığa evrilir. 

Bu Batı tıbbının çaresiz kaldığı bir süreç i insana yıllarca bedensel ve ruhsal ıstırap içinde yaşamak zorunda bırakır. Nedeni bilinmeyen ağrılar acılar organ hasarları olarak sürekli ilaç kullanımına neden olur. Sonuç kısa süreli çözüm, tekrarlanan ya da farklı bölgelerde ortak nedenlere bağlı farklı hastalıklar bazen de çözümsüzlük sürecinde seyreden kalitesiz yaşama döner.

Oysa ki sorunun başladığı yerdeki tutsak edilen duygunun çıkarılıp şifalanması iyileşme sürecini kolaylaştıracaktır.

Bunlar ancak bilincinizle bilinç altınızdan temizlenip şifalanması ile ruhsal, bedensel ve zihinsel şifanızı size verecektir.

Doğu tıbbı hastalık olmadan önce iyileştirilmiş kaliteli bir yaşam süreci için Ruh beden ve zihin için gerekenler ile yaşayan bitki, meditasyon, enerji alanları ile uğraşırken Batı Tıbbı hastalandıktan sonra Ruh beden ve zihin için anda kesip atarak, yakarak, kimyasallarla anda çözümler ile uğraşır. İki tıp alanının ortak çalışarak birbirini desteklemesi İnsanların doğduğu andan ölene kadar konforlu hayat sürmesi için iş birliği içinde olması gerekliliğini ortaya koyar. 

Burada tutsak edilen duyguların meditasyon, affetme barışma yöntemleri, sağlıklı beslenme ve nefes teknikleri ile arındırılarak temizlenmesi insanları hastalanmadan hayatlarını sürdürmelerine izin verecektir.

Kısaca kirlenen çamaşırınızı yıkamak zorunda olduğunuz gibi, tutunduğunuz, içine hapsedildiğiniz kirli duygularınızı da lütfen yıkayıp serbest bırakarak sevginin gücü ile şifalandırın.

Temiz, huzurlu ve sağlıklı toplum için duygularınızı sıkıştırmayın, önce kendinizle barışın sonra karşınızdaki ile, içinizde tuttuklarınızı bırakın yükünüzü hafifletin. Varlığınız ile yüzleşin, arının ve kendinizi şifalandırın.

SEVGİ ve ŞİFA ile

AYSUN GÜVEN 

Ruh Beden Tasarımı