Kahve Keyfi

Keyif kahvemi yudumlarken arkadaşım geldi.

 “Aysun 'cum haydi bana da bir kahve yapıver birlikte keyif yapalım”

 Dedi. Son derece keyifli doyurucu bir sohbetin sinyalleri gelmişti. Hiç yapılmaz mıydı kahve kıkırdadık birlikte.

Sohbet edip kahvemizi yudumlarken yarım saatlik bir zamanı anlamadan öyle güzel geçirmişiz ki hani zaman su gibi aktı denir ya işte tam bunun tanımı buydu işte…

Kahve içerken ki anlar son derece keyif verici ve doyurucuydu.

Sonra konuşurken başka bir farkındalık yaşandı ikimizde de...

Arkadaşım "Aysun farkında mısın, ne kadar kısa sürede keyifli bir zaman paylaştık dedi. Evet, çok haklıydı. Bir an sessiz kaldık içinde bulunduğumuz anın huzuruydu bu…

Arkadaşım gittikten sonra huzuru nefesimle birkaç kez içime derin derin nefes aldım ; tüm hücrelerime bu anı yaşatmak istedim birkaç kere içime nefesi çektim.

Düşünmeye başladım. Aklıma bir anda bir sorular geldi.

"Peki, keyif anlarını ne zaman önce keşfetmiştik, bu kültürü ne zaman kabullenmiştik?"

"O kahve bana bu keyfi hissettirecek zamana gelene kadar nasıl bir süreç geçirmişti?"

"Bu süreçte kaç kişinin emeği vardı?"

Bulduğum cevapları sizinle de paylaşmak istedim

Bu keyfin Türklerde fark edilmesi 1540 yılında olmuş, yani tam 480 yıl önce...

Cezveye konması için geçen süre ise şöyle; tohumun ekilip ağaç olması ve kahve çekirdeği vermesi 5 6 yıl. Çekirdeğin meyve olup olgunlaşma süreci ve toplanması 9 -11 ay.

Kurutulması, 1 hafta, işlenmesi   bir hafta, öğütülüp paketlenmesi bize ulaşması en iyi ihtimalle 3 ay.

Kısaca 1 fincan kahve için 7 yıl bekliyoruz,

Sayısını bilemediğimiz kadar kişinin emeği, sevinci, üzüntüsü ve hakkı var. Sadece 1 paket Türk kahvesi için cebimizden çıkan parayı ödenen bedel sayıyor ya da bir kahve içip çıkacağım diye algımıza çok basitmiş gibi değersizlik kodu yüklüyoruz.

Bu bedeller, 10 dakikalık kahve keyfi ve 40 yıllık hatır için değil tabi ki.

Sadece 1 paket kahve için ödenen para ve almak için harcadığımız zaman dilimini kıstas olarak alıyorsak çok yanılıyoruz.

Hayatımızda mutluluk, huzur, para, sağlık istiyoruz. 

İstedim olmadı diye hemen isyandayız.  

Bu istekleriniz için; ne kadar ödeme yaptınız?

Ne kadar uğraştınız, Ne kadar zaman geçirdiniz?

Ne kadar olgunlaşmaya izin verdiniz? Kısaca ne kadar kendinizi işlediniz?

Ve bu süreç Ruhum ve Bedenim için yeterli mi?

Keyif için HAYATINIZI ve YAŞADIKLARINIZI bir daha sorgulamaya ne dersiniz?

Olgunlaşma sürecini yaşayarak keyif derecesine gelebildiniz mi?

Yaptığınız işi, yaşadığınız anı, istediğinizi keyif içinde isteyebilirseniz hayatınızda Var edersiniz. Bu Var olma hali OL dedi OLDU halidir işte.

Her an özeldir, o ana hizmet eden her şey özeldir. Siz o şeylere özel olma enerjisini ne kadar güçlü yüklerseniz o kadar oluşmasını hızlandırır ve gerçek yaparsınız.

SIR Sizde…

Sevgi ve ışıkla

Aysun Güven RBT