Hayat Bize Verilmiş Olan Bir Hediyedir.

İçimizde ve dışımızda, en küçükte ve en büyükte, en uzakta ve en yakında, burada ya da kâinatta hep aynı şeyler birbirini yansıtır ve yaşatır.

Zaman, andaki sonsuzluktur. Zaman kâinatta ki sonsuzluğun dünyada beden olarak vücut bulmuş halidir.

Nasıl ki bir su damlasında geçmişin hareketini oluşturan bir bilinç ona ait atan bir kalp varsa, tek bir anın içinde de tüm zamanları hareket ettiren zamanların bilinci ve kalbi saklanmıştır.

Geçmişi, geleceği ve tüm zamanları ancak anı anladığınızda idrak edebilirsiniz. Bu süreç hayat içinde yaşadığın bütün maceralarının toplamını kapsar.

Hayat, senin kim olduğunu anlaman için maceralarla dolu bir sürü anlardan oluşan yolculuktur. Bu yolculuk senin kaptanlığını yaptığın bazen bir kayık, bazen bir yat, bazen de büyük transatlantik oluverir. Aralarındaki fark sadece senin keşfetmek istediğin suyun büyüklüğü ile alakalıdır.

Hayat, yaşam tecrübesi biriktirmek için yaşanır. Bu tecrübe bir sonraki nesil için genetik miras olarak aktarılacaktır. Eğer bayrak yarışını tamamlayıp bayrağı bizden sonraki nesile doğru iletebiliyorsak soyumuz ve atalarımızdan gelen temiz ve katkısı büyük olan miras alarak yol alır torunlarımız. Ve kendi hayatlarını atasal yüklerden arınmış sadece kendilerinin hayatını tasarlayıp inşa ederek yükleri olmadan yaşarlar.

Yok hayır sadece kendi limanımızda demirliysek ve konfor alanımızdan çıkmayı seçmeyip alanımızda kalıyorsak ne kendimize ne de bizden sonrakilere bırakacak bir şeyimiz de yoktur.

Düşünün eskiye bakıp hayıflanmaz mıyız?

Dedesi de halası da babası da... böyleydi dendiğini duymadık mı?

Atalarınızdan gelenler ayağınızı bağlamadı mı hiç?

Dedesi daldan erik aşırmış torunun dişi kamaşmış gibi bir sürü atasözleri yok mudur?

Geçmiş geçtiyse ve biz şu anda isek biz dönüştürelim o zaman. Yükleri bırakalım ve kendimiz olarak bu hayatı yaşamayı seçelim.

Nasıl mı?

Geçmişi geçmişte bırakarak, onların o anki bilinçlerine göre en iyisini yaptığını düşünerek ve affederek.

Onları şifalandırma için dua edip kendi hayatımızı bize verdiklerine şükrederek. Onlara takılı kalmadan kendi gemimizin kaptanı olarak şu anı doğru kullanarak. Kendi hayatının KAPTAN ı sadece sensin.

 Kendini aynada senin yaratan muhteşem gücün gördüğü gibi gör ve sana verilen hediyenin değerini ver.

Bu hediyenin değeri, idraki, keyfi ya da sıkıntısı senin bakış açında ki enginlikle doğru orantı oluşturur. 

Hayat, sen yaşarken her an farklı bilinmeyenlere gebe kalır. Doğum ise yaşadığın sürecin içinde her seferinde farklı gebelik zamanları içinde olgunlaştığında başlar. 

Bu hediye sana tekrar tekrar farklı gebelik süreci ve doğumu yaşatacaktır. Eğer görmek istersen her doğum sana güzellikleri getirecektir, görmek istemezsen sıkıntı, hüsran, şikâyet ve mutsuzluk getirecektir. Çünkü insan istediğini her zaman yaratma gücüne sahiptir.

İnsanın elinden gelebilecek tek şey teslim olmak ve bu süreçte güzel yaratımlar yaparak keyfi yaşamaktır. Yaratıcıya ve kendine olan inancının, gücüne olan güvenin, bu süreci kolaylaştıracaktır.

Çünkü inancın kalbinin gücünü, manyetik alanını genişleterek sana var etme şansı ve yeteneği verecektir.

Sevgi ile

Aysun Güven 

Ruh Beden Tasarımı RBT