Sistemimizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için yasal mevzuata uygun çerezler kullanılır. Balıkesir Ticaret Platformu’yu kullanarak bu çerezleri kabul etmiş olursunuz. Detaylı bilgi için çerez politası sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
Varlığı sonsuz aşka ulaştıran, varoluşun ilk geometrik şeklini oluşturur.
Hayat bir denge üzerine inşa edilir ve öyle yaşanması gerekir. O zaman hayat huzur, bereket ve kolaylıkla yaşanır. Denge tıpkı sac ayağı misali her köşesine yük verdiğinde devrilmeden sapasağlam durur. Bu dengeyi başarabildiğin an da ise mutluluk kendiliğinden akıverir.
Ancak insanın bu dengeyi kurabilmesi için ruh – beden -zihin üçlüsünün birbirini bütünlemesi şarttır. İnsan her ne kadar sadece bedenmiş gibi görünüyor olsa da bedenden ibaret değildir. Aksine bunu tamamlayan 2 önemli unsur daha vardır. Yani ruh – beden – zihinden oluşmaktadır.
Peki ya nedir bunlar?
Ruhumuz, Yaratıcının enerjisini kısaca kendi ruhundan üflediği kısmı oluşturmaktadır. Yani bizim soyut tarafımızdır. Fiziksel olarak görünmez ancak duygularımız aracılığıyla hissedilir.
Beden ise tüm madde halimizdir. Dünyada insanı varlık olarak etten kemikten varlığını oluşturan giyisidir.
Zihin ruh ile beden arasındaki bağlantıyı; sinir sistemi ve nöronlarla kendi kurar. İnsan düşünür, düşündüğünü eyleme geçirir ve hayat yolunda ilerler. Zihnin Kalp gibi birbirinden farklı çalışan yolları vardır. Bu yollar birbirini desteklerse, hayat yolunda yürürken varlığa huzur, denge, uyum ve bereket getirir. İnsan, Dünya'da zihin odaklı eğitilir, Ruh ise kalp odaklı destek verir. İkisinin uyumu dengeyi sağlar.
Burada önemli olan bu eylemi yaparken farkındalık ile yol alabilir ise yani zihin kalp ile eğitilirse o zaman insan, düşündüğünü kalp ile yaratacak gücü aktive eder. Böylelikle sonunda düşündüğünü yaratır, düşündüğüne de dönüşür.
Olumlu düşünürse olumlu yönde evrilir, olumsuz düşünürse de olumsuz olarak evrilir.
Yaşam bu üçünün dengede olması halidir demiştim. Öyleyse bu denge için ruhumuzu, bedenimizi, zihnimizi yeterli ve dengeli bir şekilde beslemeliyiz ki içimizdeki mutluluğu, huzuru, sükûneti yakalayabilelim.
Peki bunu nasıl yapabiliriz?
Ruhumuz sadece sevgiyle beslenerek dengelenir, gelişir. Sevginin beslenmesi iki farklı yolla olur. Anne ve babadan aldığı ile dünyasal destek, daha doğarken getirdiği koşulsuz sevginin gücü ile kendine ve çevresine sunduğu destek. Bu ayrımı ilerleyen zaman dilimindeki yazımda açacağım.
Elbet yaşamış olduğumuz bazı acı deneyim ve tecrübelerimiz olabilir. Fakat hepsi geldi ve geçti. Bunlar yaşandığı için tecrübe ve deneyimlere sahibiz. Bunların yükünü bırakırsak bu yolculuk kolaylaşır. Yolculuğumuz sırasında bize eşlik etmiş olanları yol arkadaşlarımız olarak düşünmeliyiz. Kısaca bunlar hayatımızın bir sonraki aşamasına geçmemizi sağlayan dersler olarak algılanmalıdır. Yaşadığımız tüm iyi ve kötü durumları kabullenerek, affederek, daha çok farkında olarak, her an sevgi ve saygı duymak gerekir. Varlığımızı, ruhumuzu aşk ile beslemeyi öğrenmeliyiz. En önemlisi de bunu bir alışkanlık haline getirmeliyiz. Çünkü aşkla beslendiğimiz vakit ruhumuzda çiçekler açacaktır.
Ve bunu yapacak tek kişinin yine kendin olduğunu unutmaman gerekir. Kısaca O Sensin. Kendini sev. Ruhunu sev. Kabini bedenini, varlığını sev.
Beden için ise atalarımızın da söylediği gibi ‘Hareket berekettir'. Mümkün olduğunca kendinize, gün içinde sırf hareket etmek için vakit ayırın. Çıkın yürüyüş yapın. Hareket etmek için illaki spor salonlarına gitmek de şart değil. Egzersizler yapın. Sağlıklı beslenin. Haftanın bir günü de kendinize kaçamak yapmak için izin verin. Kendinizi mümkün olduğunca motive edin. Fiziksel açlığınız dışında size yemek yedirten duygularınızın farkına varın ve onun üzerinde çalışın. O an bir şeyler atıştırmak yerine bir hobiniz olsun onunla ilgilenin. Burada önemli bir nokta da şu ki hiçbir zaman var olan problemden kaçmıyoruz. Aksine o problemin farkına varıyoruz, onunla yüzleşiyoruz ve çözümler üretiyoruz ki çiçeklenebilelim.
Zihne gelince; zihin diğerlerine göre daha karmaşık gelebilir. Hiç susmayan, hep konuşan dırdır eden bir iç ses. Hatta çoğu zaman hep bir muhalefetmiş gibi gelebilir. Ama madem zihnimiz; ruh ile beden arasındaki uyumu sağlıyor, madem düşündüğümüz kadarız; öyleyse pozitife yoğunlaşmalıyız. Güzel şeyler düşünmeliyiz ki güzel şeyler olsun. Çekim yasasına göre de zaten düşüncelerimiz söz ve davranışlarımıza dönüşüyorsa ve bu da bizim gerçekliğimizi oluşturmakta ise; O zaman iyi düşünüp iyiyi kendimize çekebiliriz. Kısaca formül de bundan ibaret ise insana da pozitif, olumlu, güzel şeyler düşünmek ve onları yaşamak düşer.
İşte ruh – beden – zihin' i dengede tutup yeterli ve doğru besleyerek mutluluğu, huzuru, sükuneti kendimize çekeceğiz. Ve inanın tüm bunları aşk ve sevgi ile yaptığımızda, bulunduğumuz yer Cennete Döner. Yürüdüğümüz yol aydınlık, bereket dolu çiçeklerle bezenmiş mis kokular içinde olur.
Sevgi ve Işıkla
Aysun Güven
Ruh Beden Tasarımı
BEN kendi hayat yolumun haritasını çizdim ve yürüyorum. PEKİ SİZ?
Bu verilmiş olan hediyenin amacı ise kim olduğumuzu hatırlamak ve tekrar bu beden ve zamanda onu bu dünya yaşamında var etmektir.
Ne aradığını bulabildin mi peki?
Kadın kelimesinin içinde her söylendiğinde tınlayan ses frekanslarına bakmak geldi bugün içimden. Biz neyin gününü kutluyoruz bu gerçek anlamda tınlayabiliyor mu? Diye düşündüm.
Zeytinin insanoğluna fayda katmaya çalışırken yaşadığı tekâmül.
Her insanın hayatında kendini tutsak tuttuğu duyguları vardır.
Şimdi kulağını aç ve DİNLE!
Keyif için HAYATINIZI ve YAŞADIKLARINIZI bir daha sorgulamaya ne dersiniz?
Ramazan ayının ses frekansına bakalım mı?
Yapay Zekanın nasıl işlediğine bir bakalım
Varoluş felsefesi ruh ve bedeni bütün sayar
Sizler bu öğretiler hakkında ne düşüneceksiniz?
İnsan doğarken nefes alabilmesi için ağlamaya ihtiyaç duyar.
Değişiklik Olsun Size Bir Türlü Tarifi Vereyim
Bugün sizlerle AİLE hakkında sohbet edelim istedim.
Bir önceki yazımda annenizin ve babanızın önceki atalarınızın hayatınızı ne kadar çok etkilediğini yazmıştım.
Bugün bir hikaye anlatacağım size.
Hayatınızın her evresinde doğumdan ölüme kadar sizlere devamlı yol gösteren ,kanat olan insanlar, belki de göremediğiniz koruma alanları vardır.
Afrika'ya araştırma yapmak için giden bir bilim adamı, bir kabilede kalmaya başlar.
İnsan denilen varlık
Yaşam bir sahnedir, biz ise oyuncuları...
Bir hikâye anlatayım bugün size, Umarım hoşunuza gidecektir...
Hep tavşanla kaplumbağa yarışacak değil ya...
Merhaba bugün size ağaç ve insan arasındaki benzerlikten bahsetmek istiyorum.
İlginizi çekeceğini düşünüyorum.
Kromozom konusu devam...
Bir çocuk ile bir yetişkin arasındaki nasıl farklar vardır?
Kanserden ölen Erma Bombeck'in hayat üzerine yazdığı son sözleri
Binlerce yıl önce arkeolojik kazıda bulunup çıkarılmış olan bir tabletten alınmış bir yazıyı sizinle de paylaşmak istiyorum.
Ona güvenin ve HAYAT denilen yolculuğun keyfini yaşayın.
Ay, Dünya’ya en yakın gök cismi olması nedeniyle eski zamanlardan beri kolaylıkla gözlemlenebilmiş.
Yaşadığın hayatın içinde her adım attığında, bir şeyler yapmak istediğinde ya da yaparken her zaman geçmişe göre davranıyorsun.
Aşk hayattan önce başladı.
Bu yazımda sizlere Osho’dan bir alıntı yapmak istedim.
Yılda bir kez Güneş ile kavuşumu gerçekleşecek olan yıldızın evrensel sayı değerlerinin ne anlama geldiğini incelemek istedim
Bilincin yükselip, gelişebilmesi için Ku frekansının titreşimine ihtiyaç vardır.
Çocuk bilincinin dünya hakkındaki sonuçları basittir ama dünyasal gerçeklik değildir.
Haydi, ilginizi çekeceğini düşündüğüm bir zaman yolculuğu yapalım hep beraber ve Eski Mısır’a yani tam M. Ö. 3000’li yıllara gidelim.
5-6-7 Temmuz’da Sirius Güneş ile kavuşuyor, bununla ilgili de bir yazı paylaştım sizinle.
Hayatta her şey farklı olasılıklar dahilinde yaşanır.
Arjantinli ünlü golfçü Robert De Vincenzo, yine bir turnuvayı kazanmış,
Her toplum birbirinden etki alır. Dünya da yaşam devam ettiği sürece de bu devam edecektir.
Hayat akan bir su gibidir. Bilinmeyen kaynaktan başlar ve akar gider.
Yara derin de olsa eğer onu iyileştirmeye gönüllüysen bil ki iyileşecektir.