BAŞLAMAK İÇİN MÜKEMMEL OLMAYA GEREK YOK

Hayatımız boyunca büyük hayaller kurar, fakat çoğu zaman bu hayalleri ertelemeyi tercih ederiz. Neden mi?
Çünkü yeterince hazır olmadığımızı düşünürüz.
Çünkü “daha iyi bir zaman” ya da “daha doğru bir hal” bekleriz. Oysa gerçek şu ki, mükemmel olmak başlamak için bir şart değildir.

Bir işi mükemmel yapma arzusu, bizi çoğu zaman hareketsizliğe sürükler.
Emekli olunca tatile gitmeler, ev sahibi olmalar, araba sahibi olmalar. Hep bir sebep ararız.
Sporcusu, sanatçısı, siyasetçisi hep bir mükemmeliyetçilik karmaşası yaşarız.
Hepimizin içinde bir toplum ve kamuoyu baskısı ile  "henüz yeterli değilim" el alem ne der duygusu vardır.
Ancak tarihe yön veren kişilere baktığımızda, hiçbiri başladığında mükemmel değildi. Onları özel kılan şey, eksiklerine rağmen ilk adımı atmalarıydı.
Siz zannediyor musunuz ki Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK düşmana karşı kırmızı halı serili bir komutan veya liderdi.
Yeni bir dil öğrenmek, bir blog açmak, bir enstrüman çalmaya başlamak, bir iş kurmak ya da sadece sabahları daha erken uyanmak…
Her biri, kusursuz bir plana değil, sadece kararlılıkla atılmış ilk adıma ihtiyaç duyar. Zamanla öğreniriz, gelişiriz ve daha iyi hale geliriz.
Ama hiçbir şey, başlamadıkça mümkün olmaz.

Başlamak cesaret ister, ama o cesaretin kaynağı mükemmellik değil, niyettir. Belki tökezleyeceğiz, belki hatalar yapacağız. Ancak her adım, bizi hedefimize bir adım daha yaklaştırır. Bir alanda eğer bir hayalin ve hedefin var ise bunun için konfor alanını terk etmelisin. Şans senin gayretine, azmine verdiği ödül olduğunu unutmadan Kurtuluş Savaşı Şairimiz İstiklal Marşımızın sahibi Mehmet Akif Ersoy'un dediği gibi “Sen gölgeni arkana al ve yürümeye devam et”

Unutma, “Sonunu düşünen kahraman olamaz” mükemmellik bir hedef olabilir; ama harekete geçmek için bir engel olmamalıdır. Başlamak, en güçlü eylemdir.
Çünkü hiçbir başarı, ilk adım atılmadan kazanılmaz!