Çerezler Hakkında Bilgilendirme

Sistemimizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için yasal mevzuata uygun çerezler kullanılır. Balıkesir Ticaret Platformu’yu kullanarak bu çerezleri kabul etmiş olursunuz. Detaylı bilgi için çerez politası sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Tamam
3 Mayıs 2024, Cuma
Anasayfa Künye ve İletişim

Arama

Şuraya Bir Virgül Koyalım

1989 yılında körfezden ayrılışımdan beri başlayan eğitim ve sonrasında iş hayatımda yaşamış olduğum deneyimleri ve tecrübeleri sizlerle paylaşmak için bundan sonra bu platformdayım. Bu teklif bana ilk geldiğinde oldukça heyecanlandığımı itiraf etmeliyim. Hoş buldum.

Bir işletmenin ana stratejileri arasında yer alan verimlilik, kalite, pazarlama, satış stratejileri, doğru ürünü, doğru zamanda ve doğru fiyattan, doğru müşteriyle buluşturmak politikaları, bu müşteriye ulaşma aşamaları, global dünyaya entegre olma çabaları, bunlar için izlenecek yollar, alınması gereken belgeler, kayıtlı olması gereken odalar, bulunması gereken müşteriler hepsi ama hepsi doğru ve işleyen ve en nihayetinde kar elde eden bir işletmeye sahip olmak ve sürdürülebilir bir iş yapmakla ilgilidir.

Yaratılan bütün bu prosedürler ve uygulanan bütün stratejiler nihayetinde önce kendi çalışanlarının ve sonrasında hitap ettiği müşterilerin memnuniyetine yöneliktir. Bu da  sürdürülebilir karlı bir işletmeyi ortaya koyma şeklinde kendini ifade eder. İş hayatının dinamiklerine bu açıdan baktığımızda günümüzde oldukça teknolojik, son derece rekabetçi, bütün dünya ile entegre olabilmiş bir işletmenin ürünlerini dünya pazarında satabilmek adına ne kadar büyük bir güç, çaba ve para harcadığını görmekteyiz. Peki bütün bunlar ne için? Ana sorumuz bu… Sizinle paylaşacağım deneyimlerimde bu macerada yapılması gerekenleri, mevzuatları, stratejileri ve satış yönetimi alanındaki yeni yaklaşımları  anlatacağım, ancak ana sorunun cevabı hala muallaktadır, bütün bunlar ne için? Bütün bunlar bir balık fabrikası kurmak, fabrikalar zinciri kurmak, balıklarımızı bütün dünyaya satmak için mi? Ne için biliyor musunuz; zamanı geldiğinde küçük bir tekne alıp balık tutabilmek için.
İşte o hikaye:
“Bir zamanlar küçük bir sahil kasabasında otuzlu yaşlarda mutlu bir balıkçı yaşarmış. Her sabah  kayığına atlar, öğlen güneşi tepeye çıkana kadar balık avlar, limana getirir, topladığı balıkları orada yapılan mezatta satarmış. Kazandığıyla da ailesini geçindirir, birlikte mutlu neşeli yaşayıp gidermiş balıkçı.
Derken günlerden bir gün tam da mezat sırasında, iyi giyimli yaşlı bir bey balıkçının yanına gelmiş ve balıkların hepsini toptan almak istediğini, misafirlerinin İstanbul'dan geleceğini, onlara ikram edeceğini söylemiş. “Ne kadar istersin hepsine?” demiş. Balıkçı her gün mezatta satabileceği fiyatı söylemiş. Yaşlı ve iyi giyimli adam,

“Ben İstanbul'da bunun bir porsiyonuna bu parayı veriyorum! Sudan ucuz vallahi” demiş.''
 “Burada balık çok. O yüzden burada balık bu fiyata. İstanbul'u bilemem” demiş balıkçı.
 “Sana bir yirmi kağıt versem, bunları eve kadar getirir misin? Gelirken arabayı getirmedim de!”
 “Olur” demiş balıkçı ve balık kasasını aldığı gibi ihtiyar adamla yürümeye başlamış. İhtiyar adam büyük bir şirketler topluluğunun sahibiymiş. Şimdi şirketlerini oğluna bırakmış ve kendisini dünyayı dolaşmaya vermiş. Burası dünya turundan sonra uzun yerleşmek istediği ve emekliliğinin keyfini sürmeyi istediği kasabaymış. Yakın zamanda kendine bir motor almayı ve sık sık balığa çıkmayı istiyormuş.

“Demek balık çok burada. Günde kaç saat çalışıyorsun? ”
 “Sabah çıkıyorum, öğlene kadar çalışıyorum”
 “Öğlene kadar mı?”
 “Evet” demiş balıkçı.
 “Peki öğleden sonra ne yapıyorsun?” demiş ihtiyar adam.
 “Öğleden sonra da, dinleniyorum, ailem ve arkadaşlarımla zaman geçiriyorum.”
 “Tembelik ediyorsun yani” demiş bıyık altından gülerek yaşlı adam.
 “Tembellik mi? Yoo''..

O sırada, iş adamının evine ulaşmışlar. Balıkları derin dondurucuya koyup bahçeye çıkmışlar. Yaşlı adam parayı balıkçıya vermiş. Sonra bu iyi kalpli balıkçıya bir iyilik yapmaya hatta belki de balıkçıyı zengin bir adam yapmaya karar vermiş. Eh ne de olsa bu güne kadar yüzlerce adama yüzlerce kere tavsiyelerde bulunmuş, yüzlerce konferansta gözlerinin içine bakan genç öğrencilere ve genç girişimcilere fikirlerini anlatmıştı. Bu balıkçı da artık bunu hak etmiş olmalıydı. Belki de bir gün zengin bir balıkçı olarak karşısına gelecekti ve siz bayım, hayatımı değiştirdiniz diyecekti. Yaşlı iş adamı ise, mağrur bakışlarla, kaderini değiştirdiği yüzlerce zengin kişiye baktığı gibi bakacak, “Ben bir şey yapmadım, sadece kendi potansiyelinin farkına varmanı sağladım diyecekti.

 “Haydi şurada oturalım. Sana anlatmak istediğim bazı şeyler var. Daha çok gençsin ve önünde uzun bir ömür var”
Balıkçı, ihtiyar adamın ses tonundaki yardımseverlikten ve meraktan kamelyaya oturup adamı dinlemeye başlamış.

“Günde kaç kilo balık tutuyorsun” demiş yaşlı adam.
 “On veya on beş kilo” demiş balıkçı.
 “Demek tam gün çalışsan otuz kırk kilo balık tutacaksın. Vay canına, burada balık gerçekten çok. Bu ciddi bir rakam.”
 “Nasıl yani! Anlamadım” demiş balıkçı.
 “Ayda yirmibeş gün balığa çıksan. Yirmibeş çarpı onbeş o da eşittir üçyüz yetmiş beş kilo eder. Bir ayda teknene bir motor alırsın ve tutacağın balık miktarı da iki katına çıkar.”
 “İyi de bu ne işime yarayacak ki” demiş balıkçı.
 “Sen beni anlamadın galiba. Sonra bir kaç ayda ikinci bir tekne ve motor alırsın. Hatta büyük bir motor alırsın.”
 “Peki o kadar motoru kim kullanacak. Bir balıkçıyım ben!” demiş balıkçı şaşkın.
 “Demek yavaş yavaş anlamaya başladın. İşte burası çok önemli. Artık patronluğa adım atıyorsun. Bir kaç adamı yanına alacak ve onları çalıştırmaya, diğer tekneleri onlara kullandırmaya ve daha çok balık tutmaya başlayacaksın.”
 “İyi de bu kadar balığı ne yapacağım. Onu anlamadım! Burada kimse o kadar çok balığı yemez ki!”
 “ Hiç güleceğim yoktu. Geniş düşüneceksin, ileriye doğru geniş bakacaksın. Şimdi, o balık satışından ayırdığın parayla bir soğuk hava deposu kuracaksın. Belki biraz kredi de alman gerekebilir. Neyse, balıkları orada depolayacak ve anlaştığın bir lojistik firmasıyla balıkları İstanbul'a göndereceksin''.

”Balıkçı, yaşlı adamı hayretle dinliyormuş.
 Ona “Peki sonra ne olacak?” demiş.
 “Sonra mı? Gördün mü, her şey kendi kendine oluşuyor. Eğer ipin ucunu yakalarsan ve doğru zamanda doğru hamleyi yaparsan turnayı gözünden vurursun. Derken işleri iyice büyütecek ve daha büyük motorlar alacak ve filonu genişleteceksin. Sadece bu kasabada değil, bu kente iş yapmaya başlayacaksın.
 “O zaman o soğuk hava depoları da yetmeyecek. Sonra ne olacak o kadar balık. Helak mı olacak?” demiş balıkçı.
 “Bak, her sorun bir fırsat aslında. Sorular, fırsatların kapılarıdır. Yeter ki doğru soruyu sormasını bil. Balık çoğalınca, bir balık işleme fabrikası kuracaksın. Konservesini yapacak, yağını çıkaracak, tüm ülkenin en iyi balık firmasının sahibi bile olabilirsin.
”Balıkçı, kendini koca fabrikanın patronu olarak düşlemiş. Yüzlerce işçi, yüzlerce balık. Yavaş yavaş üzerine bir ağırlık gelmeye başlamış.
 “İyi de bu benim ne işime yarayacak.
 “Çok zengin olacaksın. İşi iyice genişletip tüm Ege ve Akdeniz'de bu tesislerden kuracak hatta Karedeniz'de bile bu tesislerden açacaksın. Çok zengin olacaksın, çok ” demiş yaşlı adam. Anlatırken balıkçıyı da hayal ediyor ve onun o halinden keyif alıyormuş. Sanki kendi yükselişi ve şirketinin yükselişi gibiymiş balıkçının durumu.
 “Çok zengin olmak ne işime yarayacak? Para her şey demek değil ki!” demiş balıkçı.
 “Bak burada haklısın. Para bir süreliğine nefsini idare ediyor ama sonra paraya karşı köreliyorsun. Bu sefer, ün, başarı ve güç giriyor hayatına. Her yerde insanlar önünde iki büklüm oluyor. Bir sürü insan ağzından çıkacak tek kelimeye bakıyor. Her yere davet ediliyorsun. Yüzlerce binlerce iş adamı konferanslarda ağzından çıkacak o sihirli başarı kelimesine odaklanıyor. Gençler üniversitelerde ağzı açık seni dinliyor. Aslında bunu sana anlatamam, yaşamak lazım.”

“Peki, tüm bunlardan sonra neler olacak?” demiş balıkçı. Yaşlı adam, balıkçının meraklandığını ve heveslendiğini düşünmüş.
 “Sonra şirketlerin büyüdükçe sen yaşlanacaksın ve dişinle tırnağınla kazandığın bu başarı imparatorluğunu emanet edecek birilerini arayacaksın. Bu aşamada iyi eğitimli çocukların devreye girecek ve şirketi onlara, başarısına başarı katsınlar diye devredecek onları uzaktan kontrol edeceksin. Onlardan emin olduğunda ise kenara çekilecek ve başarının tadını çıkarmaya başlayacaksın.” Burada biraz durmuş ve geniş bir soluk almış yaşlı adam.

“En tatlı kısım burası. Artık yaşlandın ve yoruldun. Belki de benim gibi yetmiş yaşına geldin. Artık şirketleri bırakıp güzel bir sahil kasabasında güzel bir ev, güzel bir motor alacak ve hayatının sonlarını bu muhteşem sahil kasabasında mutluluk içinde geçireceksin.”

Balıkçı bir ihtiyar adama bakmış, bir de bahçeden görünen denize bakmış ve demiş ki;.

''İyi de ben zaten şu anda senin dediğini yapıyorum”....

Kişi başına düşen gayri safi milli balık sayısındaki düşüş hevesinizi kırmasın. Her zaman bir çıkış vardır, bugün ki konjonktürde ihracat (yapabilenler için) bir yol olacaktır.
Sağlıcakla kalın…

Arzu ACARER

Arzu Acarer Diğer Yazıları

Hadi İhracat Yapalım

İç piyasadaki durgunluk bizi ürettiğimiz malları yurt dışına satmak yönünde zorlar. Ana fikir tamamen yurt dışına ürün satmakla ilgilidir. Ürünün sahibi değil, tüccarıyızdır. Amacımız global dünyadan müşteri kazanmaktır.

Şuraya Bir Virgül Koyalım, İhracat Destekleri

Şirketinizin ürettiği mal için üretim aşamasının varsa ar-ge çalışmalarının öncesinde, yurtdışı ofis, depo, showroom kurulumu, tanıtım ve eğitim faaliyetleri de dâhil olmak üzere Ekonomi Bakanlığı’nın ve çeşitli kuruluşların destekleri bulunmaktadır.

Şuraya Bir Virgül Koyalım, Dolaylı mı? Dolaysız mı?

Yurtiçinde üretilen malların yurtdışı pazarlara ihracatı söz konusu olduğunda, işletmelerin kullanacağı iki ihracat modeli bulunmaktadır. Bu yöntem dolaylı ve doğrudan ihracattır.

Şuraya Bir Virgül Koyalım, İhracatta Ürünlerin Teslim Şekilleri (INCOTERMS)

İhracatta ürünlerin teslim şekilleri (INCOTERMS) alıcı ve satıcıya çeşitli yükümlülükler getiren; şekilsel olarak da çeşitli noktalarda gerçekleşen yüklemeleri anlatır.

Şuraya Bir Virgül Koyalım, İhracatta Ürünlerin Teslim Şekilleri (INCOTERMS) -2

İhracatta ürünlerin teslim şekilleri (INCOTERMS) ni incelemeye devam ediyoruz. Daha önceki buluşmamızda belirttiğim gibi ürünlerin çeşitli teslim şekilleri bulunmakta, her birinin kendi özel mevzuatı olmaktadır.

Şuraya Bir Virgül Koyalım, Dönüşüm

Her sabah uyandığınızda baktığınız o penceredeki manzara nasıl da dönüşüyor fark ettiniz mi?

Şuraya bir virgül koyalım, Satın Alma Süreci

Firmaların iş süreçlerindeki en önemli konuların başında satın alma süreci gelmektedir.

Şuraya bir virgül koyalım, Satın Alma Departmanının Görevleri

Satın alınacak mal ve hizmetin; doğru zamanda, doğru miktarda, doğru fiyattan tedarik edilmesi ve üretime konu malların üretim zaman çizelgesinde aksaklık oluşturmayacak şekilde tesliminin sağlanması satın alma departmanının başlıca görevidir.

Şuraya bir virgül koyalım , Toplam Kalite Yönetimi

Değerli okuyucular, Pandeminin en şiddetli günlerini yaşamaktayız, öncelikle hem kendi sağlığımız hem de toplumsal sağlığımız açısından gerekli tedbirleri alarak mümkün olduğu kadar sosyal mesafe ve kurallara uymamız gereğini düşünüyorum.

Şuraya Bir Virgül Koyalım, Toplam Kalite Yönetimi-2

Değerli okuyucular, Pandeminin en şiddetli günlerini yaşamaktayız, öncelikle hem kendi sağlığımız hem de toplumsal sağlığımız açısından gerekli tedbirleri alarak mümkün olduğu kadar sosyal mesafe ve kurallara uymamız gereğini düşünüyorum.

Şuraya Bir Virgül Koyalım, Kaizen

Değerli okuyucular, Pandeminin en şiddetli günlerini yaşamaktayız, öncelikle hem kendi sağlığımız hem de toplumsal sağlığımız açısından gerekli tedbirleri alarak mümkün olduğu kadar sosyal mesafe ve kurallara uymamız gereğini düşünüyorum.

balikesirticaretplatformu.com 100 Yüze Danışmanlık İştirakidir.
© Telif Hakları 2021. Tüm hakları saklıdır.
balikesirticaretplatformu.com 100 Yüze Danışmanlık İştirakidir. ComveCom
© Telif Hakları 2021. Tüm hakları saklıdır.