Corona ve After Life…

Halen daha pato-fizyolojisini çözemediğimiz bir virüse karşı antikor üretebilmek için aşı yapmaya çalışıyoruz. Pato-fizyoloji demek hücrenin hangi bazında hangi reseptöre etki ederek neyi işlevsiz bıraktığının tanımıdır. Akciğer dediler evet birçoğu pnomoni yaptı ama pnomoni yapmadan nefes darlığı yaptığı birçok hastalar da var yüksek irtifa hastalığı gibi hemoglobin hem grubuna bağlayıp satürasyonu yani oksijen seviyesini düşüyor dediler hepsi de doğru kimisi ayakta atlattı haberi bile yok işin özü biz bununla beraber yaşayacağız ta ki bağışıklık sistemimiz virüsle karşılaşıp antikorunu üretene kadar.

Virüsler milyonlarca yıl vardı ve bizleri hep hayatta tutmak için DNA kopyalamasına yardım eden vücut savunma hatlarımızda aşırı bakteri artışını engelleyen görevleri vardı. Mesela bizim kan gruplarımızın rh pozitif negatif A ve B veya 0 diye adlandırılması virüsler sayesindedir. Vücut sıcaklığımızın da 37 derece olması sebebi aşırı kötü mantarların bu sıcaklıkta yaşayamamasıdır. Yoksa biz de dinozorlar gibi neslimiz tükenirdi yok olurduk virüsler kan grubumuzu ayarlayarak bizi hayatta tuttu.

Peki, COVİD bize ne dedi bu zamana kadar? Sağlıklı yaşamazsan spor egzersiz yapmazsan bozuk bağırsak florası ile yaşarsan kötü beslenirsen kronik stresle gezersen(hırs peşinde para pul mülk) seni bu dünyada ancak bu kadar ayakta tutabilirim diyor yani ölürsün! Bağışıklık metobolik sistemine gelen tüm enerjilerini bencilce harcadın artık dikkatli ol mesajını veriyor. Amerika şu anda tam bu dediğim kategoriye uyuyor.

Peki, Aşı konusuna gelelim karşı mıyım? Hayır değil yeter ki aşının yanında gelenler bizim DNA ayarlarımızla oynamasın.

Bundan sonraki hayatımızda yapılması gerekenler organik olmayan hiçbir gıdaların raflarda yer almaması ve ciddi cezalar getirilmesi direkt iş yeri fabrikasının kapanması.

Günde belirli bir hareket ve egzersiz yapmayanların günde (10 bin adım gibi) otobüs dolmuş kullanmaması hareket ve egzersizin zorunlu hale gelmesi

Bu saatten sonra bize çip takılacaksa aldığımız ürünü yediğimizin kaliteli olup olmadığını ve yeterli egzersiz yapıp yapmadığımızı kontrol etsin diye takılabilinir buna hiç itirazım olmaz.

Bağışıklık sistemimizin ve BEYİNİMİZİN çalışabilmesi için yemek yemeye ihtiyacı yoktur. Bu iki sistem kasları kullanarak kendi aralarında enerji paylaşımı yapabiliyorlar…

Kalın Sağlıcakla…