Çerezler Hakkında Bilgilendirme

Sistemimizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için yasal mevzuata uygun çerezler kullanılır. Balıkesir Ticaret Platformu’yu kullanarak bu çerezleri kabul etmiş olursunuz. Detaylı bilgi için çerez politası sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Tamam
4 Mayıs 2024, Cumartesi
Anasayfa Künye ve İletişim

Arama

İdea (s) - Engelleri Kaldıralım

Gelin engellerimizi hep birlikte kaldıralım.

İçinde yaşadığımız kentlerde gündelik faaliyetlerinizi gerçekleştirirken, evden işe, işten eve giderken, alışverişe çıkarken, amaçsızca kentlerin caddelerinde dolaşırken çevrenizde kaç tane yürüme güçlüğü çeken, görme veya duyma bozukluğu olan, çeşitli yönlerden engelleri olan birey gördüğünüzü hiç düşündünüz mü? Düşünmelisiniz. Büyük olasılıkla hiç görmediniz, ya da çok az sayıda engelli bireyle karşılaştınız. Peki, bu ne anlama geliyor? Çevremizde gerçekten engelleri olan bireyler yok mu?

Aslında var. Türkiye İstatistik Kurumunun 2010 yılında yaptığı Türkiye Özürlüler Araştırması verilerine göre, Türkiye nüfusunun %12,29'unu engelli bireyler oluşturuyor. Bu oranın 2020 yılında daha da artmış olacağını düşünebiliriz. Çevremizde engelli birilerini görmememiz onların olmadığı anlamına gelmez. Varlar ancak sokağa çıkamıyorlar.

Üstelik aslında hepimiz birer potansiyel engelliyiz. Yolda yürürken ayağımız burkulduğunda, ya da bir kaza geçirdiğimizde, hamileyken, bebek arabası kullanırken, tekerlekli valiz kullanırken, tekerlekli sandalye, baston ya da yürütece ihtiyaç duyduğumuz durumda, en iyi ihtimalle yaşlandığımızda erişilebilirlikle ilgili sorunlar yaşamaya başladık ya da başlayacağız. Bu açıdan baktığımızda, tüm mekânların herkes için erişilebilir olması gerektiği konusunu belki daha iyi kavrayabiliriz.

Birleşmiş Milletler, engelliyi, “kişinin özel ya da sosyal yaşantısında kendi başına yapması gereken işleri bedensel veya ruhsal yeteneklerindeki kalıtımsal ya da sonradan olma herhangi bir noksanlık sonucu yapamayan” olarak tanımlar. Yine Birleşmiş Milletlere göre, engelli olma durumu “yaşama eşit katılım fırsatlarında azalma ya da kısıtlanma” şeklinde açıklanır. Mimari açıdan değerlendirdiğimizde, engelli bireyler “fiziksel eksiklikleri ya da farklılıkları nedeniyle genel ihtiyaçlara göre tasarlanmış̧ kentsel mekânları ve binaları kullanımlarında uygun olanakların yokluğundan dolayı engellere uğrayan” insanlardır.

Mimarlar olarak bizler, binaları ve tüm diğer yaşam çevrelerini ortalama kullanıcı için tasarlıyoruz. Sağlıklı ve ortalama insanın tüm boyutlarını esas alarak tüm çevremizi buna göre şekillendiriyoruz. Bu açıdan bakıldığında, erişilebilirlik ile ilgili engelleri bizler koyuyoruz denilebilir. Özel gereksinimli bireyler için uygun olmayan ve onları sosyal hayattan izole eden bu mekânlar, tüm bireylerin yaşam alanlarını bağımsız olarak kullanabilme haklarını ellerinden alıyor. Mekânlara erişilebilirlikleri kısıtlanmış bireylerin sosyo-psikolojik durumları bundan olumsuz etkileniyor. Oysa kentte yaşayan tüm bireylerin kimsenin yardımına ihtiyaç̧ duymadan kentin sosyal, kültürel ve gündelik yaşamına katılabilmesi, temel insani ihtiyaçların başında geliyor.

Erişilebilirlik, ‘yapılı çevrenin temel bir özelliği olup yalnızca engelli bireylere yönelik değil, toplumun tüm kesimi için gerekli olan asgari koşullar' olarak tanımlanır. Bunu ‘herkes için tasarım' şeklinde de ele alabiliriz. Bu kapsamda, mimarların görevi çevreyi tüm kullanıcılar için tasarlamak. Bunu tanımlayan yönetmelikler ve rakamların sıkıcı zorunluluklar olarak görüldüğünü biliyorum. Oysa kapsayıcı bir yaklaşımla herkese uyarlanabilir tasarımlar yapmaya odaklandığımızda, rampayı zorunluluk nedeniyle bina girişine öylesine iliştirivermek yerine tasarımın odağı haline getirsek, tasarımın bir parçası yapsak, belki de zorunlulukların getirdiği yükten de kurtulmuş olacağız. Yurt dışında bunun çok sayıda iyi örneği var. Ama önce bunun farkına varmamız gerek. Sorunu çözmek için önce sorunun farkında olunmalı.

Mimarlar için yapılacak önerilerin yanında, toplumun farkındalık düzeyinin artması da önemli bir gereklilik. Örneğin engelli rampasına araç park etmemek, metroda, alışveriş merkezinde ve diğer yapılarda engelli asansörlerini ve diğer alanları gereksiz yere işgal etmemek önemli bir gelişmişlik göstergesi. Ancak hepsinden önemlisi, engeli olanı ötekileştirmemek, normal ve anormal şeklinde bir ayrım yapmamak, ya da engeli olan bireyi yardıma ve bakıma muhtaç bir zavallı olarak görmemek.

Belki de engelli olma konusunu erişebilirlik olarak ele aldığımızda biz de önemli engellerden kurtulmuş olacağız. Gelin engellerimizi hep birlikte kaldıralım.

Bir sonraki yazıya dek, sağlıkla kalın…

Gaye Birol Diğer Yazıları

İdea (s) - Pandemi

Merhaba. Bundan sonra kent, mimarlık, gündelik hayat ve benzeri konulardaki düşüncelerimi belirli periyodlarda buradan sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

İdea (s) - Yavaşlık Üzerine

Çoğu insan hazzın peşinden öyle nefes nefese bir telaşla koşar ki farkına varmadan onun yanından geçer.” - Søren Kierkegaard

İdea (s) - Apartman

Günümüz kentlerinde nüfusun büyük çoğunluğu apartman adını verdiğimiz binalar içinde, geometrik biçimi daire şeklinde olmasa da adına nedense daire dediğimiz evlerin içinde yaşıyor.

balikesirticaretplatformu.com 100 Yüze Danışmanlık İştirakidir.
© Telif Hakları 2021. Tüm hakları saklıdır.
balikesirticaretplatformu.com 100 Yüze Danışmanlık İştirakidir. ComveCom
© Telif Hakları 2021. Tüm hakları saklıdır.