Cevabı Sorunun İçinde Saklı

Merhaba. Sizlerle buluştuğum bu ilk yazımda, astrolojinin popüler yansımalarından ziyade, pek fark edilmeyen ve göz ardı edilen yönlerinden bahsetmek istiyorum.

Hemen herkes yarın ne olacağını bilmek ister. Bilme isteği, hayata maddi manevi açıdan tutunma kaygısı ile yakından bağlantılıdır. Tutunamayan insan, varlığının ve geleceğinin tehlikede olduğunu hissedebilir, bundan dolayı huzuru kaçabilir, mutsuz ve amaçsız bir varlık olarak sadece günü doldurma telaşına kapılabilir. İnsanı, kendi bilgelik yolculuğundan saptıran en büyük tuzak bu yol ayrımında başlar.

Gerçekte önce geleceği merak etmeden evvel insanoğlunun cevap araması gereken 2 soru başlığı vardır:

1. Nasıl bir geçmişten geliyorum? Varlığımın kökeninde, aile / ata yadigârı olarak bana devredilmiş olan fiziksel ve ruhsal genetik miraslar nedir? Bunların hangisi bana bu yaşam yolculuğumda ne şekilde rehberlik edebilir? Ayrıca bunların hangisi önümde uzanan yaşamın gerçekliğinin dışında kalmalıdır?
2. Nasıl bir zemine basıyorum? AN bilincinde yaşayabiliyor muyum? Geçmişin pişmanlığı ve geleceğin endişesinden sıyrılıp gerçekten şimdi şu anda bulunmanın sorumluluğunu alabiliyor muyum?

İnsan, gerek olaylarla gerekse ilişkilerle bağ oluşturmaya yatkın bir varlıktır. Her birimizin bağ kurduğu şeyler birbirinden farklı olsa da “bu benim” demeye çalıştığı, kısacası sahiplendiği unsurlar muhakkak vardır. Ancak insan hayata, sahip olmaya değil şahit olmaya gelmiş bir varlık olduğundan, deneyim dünyası dediğimiz bu geçiş âleminde mutlak dengeyi bulmak ve nihayetinde insan-ı kâmil makamına yükselmek maksadıyla görev üstlenmiştir.

Sorunun olduğu yerde muhakkak cevap da yer almaktadır. Her şey kendi zıttıyla bir bütünlük arz ettiğinden, sadece şu iki husus bile bize çok şey öğretir: En kolay rahatlıkla yapabildiğimiz işler ve alışkanlıklar; çok zorlandığımız, üşendiğimiz, düzeltmek için çaba sarf etmemiz gereken işler ve sorumluluklar genelde bizim sınavlarımızın ana konusunu oluşturur. Demek ki bu zıt kutupları bir denge noktasında toplayabilmek gerekmektedir.

İşte, her insanı doğum anıyla özel kılan ve yaşamının bir fotoğrafını çeken doğum haritası, bireyin nereden geldiği ve nereye gittiği; nefes aldığı sürece hangi hususlara dikkat etmesi, hangi alışkanlık kalıplarını törpülemesi ve hangi yönlerini geliştirip iyileştirmesi gerektiği hususunda yönergeler vermektedir. 

Varlığın temel amacı, gerçek saadet ve huzuru deneyimlemektir. O yüzden, kendisini sürekli belli ilişkilere veya şartlara bağlayan, ona ızdırap veren, kaygı oluşturan, sevgisini içten şekilde yaşamasına mani olan, kısacası onu “kendisi olma” deneyiminden uzaklaştıran tüm unsurları gözden geçirmelidir. Kolaylıkla gerçekleşmesi dileğiyle.

 

Sevgiyle. 

Kaan Karabulut

Astroloji, Ruh ve Bilinç Rehberi