Hendese mi? O da ne?

Kelimeler kullandıkça fonetiği değişir, ağza nasıl oturursa öyle düzenlenirmiş ya konuşmacı tarafından, baktım gördüm ki dilin kökenine indikçe bir şeyler çıkıyor karşıma.

Diyor ki Türk Dil Kurumu sözlüğünde;

İnsanların her türlü ihtiyacını karşılamaya dayalı yol, köprü, bina gibi bayındırlık; tarım, beslenme gibi gıda; fizik, kimya, biyoloji, elektrik, elektronik gibi fen; uçak, otomobil, motor, iş makineleri gibi teknik ve sosyal alanlarda uzmanlaşmış, belli bir eğitim görmüş kimsedir.

Peki bu kimse kimdir? Mühendistir, hendese bilendir, yani geometri bilendir...

Kökeni geometriye dayanmış olsa da bayındırlık, gıda, fen, teknik ve sosyal alanlarda uzmanlaşmış kişiden bahseder mühendislikte. Uzmanlaşmış, tabi ya; her konuda bir uzmanlık gerekir ki her konuda az bilgin olsa da bir konuda en iyisi olmalısın. "Ne iş olsa yaparım" değil "Ben bu işi yaparım" diyorsan uzmansın, uzmanlaşmışsın ya da uzmanlaşmalısın...

Öğrenmenin yaşı yok, sonu da yok.

Çocuklara verilen balonları bilirsiniz, üzerinde işleme, yazı, şekil vs bulunur. Sönükken "Ne yazıyor burada?", "Ne biçim şekil bu?" demeyenimiz yoktur. Birkaç üflemeyle şekillenir, büyür ve içeriği anlaşılır. Bilim de bir balondur işte. "Bilim tabiatın her yerinde var sen görmesini bilirsen" demişti ya "Evin Ana", bilim var, bilim mevcut, onu görmek için üflememiz yeterli. Nefesiniz kuvvetli olmalı, o kadar ki şarlatanlardan, din bezirgânlarından, üfürükçülerden daha kuvvetli. Anca böyle nefeslerini kesebilir ve doğru yolu akıl ve bilimle bulabilirsiniz.

Laf lafı açtı ne diyeceğimi unutmadan geri döneyim hemen; velhasıl kelam mühendis dediğin adam (yanlış anlaşılmasın ademoğlu anlamında kullanıyorum bu adam kelimesini) elindeki balonun kıymetini bilecek ve buna üfleyecek sürekli, az şişsin ya da çok. Onu şişirip oynamanın heyecanını duymayacak çocuk gösterin bana? Bu heyecan ve ruh olmalı mühendis adamda, zamana, şarta ve imkâna bağlı olmadan. Düşünüyorsun öyleyse varsın ya, düşünmekten bıkmayacaksın. 

Ben bir nefes oldum, bilimlere karıştım, karıştıkça uzmanlaştım. Yıllardır bilim için, insanlık için nefesim yettiğince üfledim, üflemeye de devam edeceğim.

Yüzünüz olsun ama iki yüzünüz asla. 100 Yüze görüşemediğimiz bu günlerde, 100 yüze bakabilmek dileğiyle...